Göcek’in tekne ve yatlar için en korunaklı alanlarından birini oluşturan Göbün Koyu, uzaktan bakıldığında fark edilmesi oldukça güç bir girişe sahip. Giriş hem küçük hem de dar olduğundan, koyda son derece sakin ve tenha bir atmosfer hakim. Hatta yine bu nedenle limanda manevra alanı bulunmuyor ve çok büyük tekneler koya giriş yapamıyor. Koyun sancak tarafında kalan küçük rıhtıma da aynı anda ancak birkaç tekne demirleyebiliyor. Kısacası, tamamen doğayla baş başa kalabileceğiniz ve kalabalıktan uzaklaşabileceğiniz bir koy arıyorsanız Göbün Koyu sizin için doğru adres olabilir. Domuz Adası’nın güney tarafında yer alan bu sevimli koy, çam ve zeytin ağaçlarıyla bezeli yamaçları ve tertemiz deniziyle insanı gerçekten büyülüyor.
Göbün Koyu yapısı ve konumu gereği rüzgardan pek etkilenmeyen bir bölgede. Bu sayede deniz de genellikle sakin ve dümdüz oluyor. Koyun batısında bulunan sığlık alanda, batık tarihi kalıntılar mevcut. Dalış meraklıları bu alanda keşif yaparak birbirinden etkileyici görüntülere tanık olabiliyor. Araştırmalara göre söz konusu kalıntıların bir kısmı eski Rum evlerinden, bir kısmı da Doğu Roma uygarlığından izler taşıyor.
Göbün Koyu’nda yerleşim yok. Zaten koyun bakir kalabilmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu. Koyda yalnızca az önce sözünü ettiğimiz küçük rıhtım ile sevimli bir restoran bulunuyor. Hatta bu restoran, Göcek’teki koylarda yer alan işletmeler arasında en eskilerinden biri. Koyda elektrik bağlantısı olmadığı için restoranın enerji ihtiyacı güneş panelleriyle ya da akü invertörleriyle karşılanıyor. Restoranın üst kısmından başlayan patika, yürüyüş meraklılarına muhteşem parkurlar ve manzaralar sunuyor.