İstanbul’un Kartal ve Maltepe ilçelerinin sınırları arasında yer alan Dragos Tepesi, kent içinde Prens Adaları’nı ve mehtap manzarasını en iyi şekilde izleyebileceğiniz noktalardan biri. Tarihçesi 6. yüzyıla kadar uzanan bu tepenin ismi “ejder” anlamına geliyor. Bir rivayete göre asırlar önce bu tepede bir hazine varmış. Bu hazineyi koruma görevi de bir ejdere aitmiş. Dragos Tepesi’nin eteklerinde bulunan ve Maltepe ile Kartal ilçeleri arasında sınır oluşturan Dragos Çayı da Selçuklu Türkleri ve Bizans’ın arasındaki ilk sınır noktası olma unvanını taşıyor. Bizans hükümdarı Alexios Kommenos ve Anadolu Selçuklu hükümdarı Süleyman Şah, 1081 yılında imzalanan antlaşma ile bu çayın sınır olmasına karar vermişler. Haçlı Seferleri esnasında Doğu ile Batı arasında çok önemli bir işleve sahip olan bölge, İstanbul’un fethi sırasında da saha olarak kullanılmış.
Dragos Tepesi’nin bulunduğu bölgenin tümüyle Osmanlı Devleti’nin hakimiyeti altına girmesi 15. yüzyılda gerçekleşmiş. Uzun süre küçük bir yerleşim bölgesi olduktan sonra, 1873 yılında açılan Haydarpaşa-Pendik Banliyö Hattı burayı yerleşim açısından epey hareketlendirmiş. Günün her saatinde misafirlerine eşsiz bir manzara sunan Dragos Tepesi’nde, günümüzde İBB tarafından işletilen bir sosyal tesis de yer alıyor. Sahil şeridinde konumlanan sosyal tesis, açık alanı ve restoran bölümüyle 2007 yılından beri ziyaretçilerini ağırlıyor. Siz de Adalar manzarası eşliğinde keyifli bir yemek, çay ya da kahve molası vermek için Dragos Tepesi’ni ziyaret edebilirsiniz.