2008 yılında Sarıgazi, Samandıra ve Yenidoğan beldelerinin birleştirilmesi sonucunda ilçe statüsü kazanan Sancaktepe, İstanbul’un Anadolu Yakası’nın sınırları içinde yer alıyor. Toplamda 19 mahalleye ev sahipliği yapan yerleşim yerinin yüzölçümü 62,41 kilometrekare civarında. Çekmeköy, Kartal, Maltepe, Sultanbeyli, Pendik, Ümraniye ve Ataşehir ilçeleriyle çevrelenen Sancaktepe, İstanbul’un en yeni ilçelerinden biri. Havza niteliği taşıdığı için oldukça hassas bir yerleşim alanı olma özelliğine sahip. Hem Sabiha Gökçen Havalimanı’na hem de TEM otoyoluna ulaşım olanakları sayesinde, özellikle son yıllarda ikamet amacıyla daha yoğun ilgi görüyor.
Sancaktepe çok uzun zamandan beri mesire alanlarıyla ve yazlık saraylarıyla ünlü bir yer olmuş. Sancaktepe sınırlarında günümüzde de varlığını koruyan en eski yapı, Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş olan Damatris Yazlık Sarayı. Ancak bu yapının da yalnızca kalıntıları ayakta. Kalıntılar Samandıra beldesinin sınırları içinde bulunuyor.
Sancaktepe Cumhuriyet’in ilanından 1970’lere kadar oldukça sakin günler geçirmiş ve sosyokültürel yapısını aynen korumuş. Ancak 1970’lerden itibaren ülke ekonomisi tarımdan sanayiye doğru yönelince, kırdan kente göçün başlamış. İstanbul ve Kocaeli, bu göç hareketinden en çok etkilenen iki şehir olma özelliğine sahip. Sancaktepe de bu iki şehrin tam ortasında bulunuyor. Bu sebeple bu dönemde çok ciddi ölçüde göç almış.
Sancaktepe’nin ilçe olmasından önce Sarıgazi ve Yenidoğan beldeleri Ümraniye’ye, Samandıra beldesi ise Kartal’a bağlıymış. Söz konusu değişiklik hem bu bölgenin nüfusunu dengelemek hem de Sancaktepe’nin cazip bir yerleşim merkezi olmasını sağlamak açısından önemli bir rol oynamış. Sancaktepe’de hâlen önemli tarihi yapılar yer alıyor. Bunlar arasında ilk sıraları Abdurrahman Gazi Türbesi, Arap Hekim Camii, Sarı Kadı Mehmet Efendi Türbesi ve tarihi çeşmeler paylaşıyor.