Doğanın biz insanlara adeta hediye ettiği ve Denizli’nin simgesi olmuş muhteşem Pamukkale Travertenleri dünyada nadir görülen bir traverten kaya türüdür. Antik çağlardan bu yana jeotermal bir kaynak olarak kullanılan Pamukkale, bembeyaz görüntüsü ile tarih boyunca hep insanların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Denizli şehir Merkezine sadece on sekiz kilometre gibi mesafede bulunan Pamukkale’ye ulaşım şehir merkezinden oldukça kolaydır. Bu pamuğa benzeyen travertenler aslında bir çeşit kaya türüdür. Çok farklı nedenlere ya da ortamlara bağlı oluşan kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşmaktadır. Bu kimyasal değişimler sırasında kalsiyum hidro karbonat ile yüklenmiş su yüzeye çıkar, karbondioksit gazlanır ve geri kalanı karbondioksit yapıları olarak çöker. Jeolojik yapısı nedeniyle yüksek bir depremsellik riski taşıyan bölgede tektonik bir fay sayesinde bu sıcak sular plato üzerindeki bir çıkıştan fırlamıştır.
Neredeyse 15.000 yıl boyunca kalsiyum yönünden zengin su, dünyanın yarıklarından yukarı doğru kabarmış, yüksek uçurumların kenarları üzerinde süzülüp yavaş yavaş sertleşerek beyaz kireç taşı katmanını meydana getirmiştir. Pamukkale’de bulunan bu tabiat harikası travertenler üzerinde ayakkabı ile dolaşmak kesinlikle yasaktır. Çünkü ziyaretçiler tarafından bu travertenler üzerinde ayakkabı ile yapılan yürüyüşler, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Pamukkale bölgesinde toplam 17 adet sıcak su kaynağı mevcuttur. Farklı alanları dolduran, bu havuzların sıcaklıkları 35 ° C ila 100 ° C arasında değişmektedir. Hem görsel anlamda bir turizm bölgesi olan Pamukkale hem de sağlık turizmi açısından tercih edilmektedir. Bölgede bulunan kaplıca sularının kalp-damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına ve içildiğinde ise spazmlı midelere iyi geldiği bilinmektedir. Bir başka şifa kaynağı olarak, idrar söktürücü özelliği sebebiyle böbrek ve kum taşlarının dökülmesinde tercih edilmektedir.