Buram buram tarih kokan ve doğal güzellikleriyle ünlü Gökçeada’nın en eski yerleşim yerlerinden biri, Kaleköy. Gökçeada’da çok sayıda eski Rum köyü var ve bize sorarsanız adayı gezerken köyleri keşfetmek de çok keyifli bir aktivite. Eski ismi Kastro olan Kaleköy, antik dönemlerden beri yerleşim yeri olarak kullanılmış. Bugün de köyde hala geçmişin farklı dönemlerine ait izleri görmek mümkün. Bir tepenin üzerine kurulu olan köy, uzun yıllardan beri kentsel sit alanı statüsünde. Bu sayede de koruma altında ve tarihi atmosferinin zarar görmesi engellenebiliyor.
Mübadele sebebiyle, Kaleköy’de yaşayan Rum nüfus artık burada değil. Köyde hem geçmişte Doğu Anadolu’dan buraya göç etmiş aileler hem de son yıllarda yerleşen şehirli aileler yaşıyor. Gökçeada’nın en canlı ve turistik bölgelerinden biri olan Kaleköy’de çok sayıda otel, pansiyon ve kafe seçeneği mevcut. Bir yandan adanın zengin tarihi ve kültürel mirasını daha yakından keşfedebiliyor, bir yandan da yeme içme ve konaklama imkanlarından yararlanabiliyorsunuz.
Kaleköy’ün en önemli özelliklerinden biri, muhteşem manzarası. Hatta adada gün batımının en güzel izlenebildiği yerlerden biri olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Semadirek Adası’nın ihtişamlı görüntüsünü de içine alan manzaraları izlemek, ada ziyaretçileri için adeta bir gelenek haline gelmiş durumda. Köyde bulunan birçok restoran ve kafeden de bu eşsiz manzaralara tanıklık edebiliyorsunuz.
Rakımı en yüksek noktasında tarihi bir kalenin kalıntıları bulunan Kaleköy; antik yazıtlara, kalıntılara ve heykel parçalarına da ev sahipliği yapıyor. Köyün aşağı tarafında kalan Kaleköy Limanı da tarih boyunca bölgenin denizle bağlantısını sağlayan en eski yerleşim alanlarından biri. Liman çevresinde yürüyüş yapabilir, buradaki çay bahçelerinde oturabilir ya da balık restoranlarında lezzetli bir akşam yemeği yiyebilirsiniz. Limanın yanında bulunan ve restore edilmiş Aya Marina Kilisesi’ni de keşfetmeyi unutmayın.