Adana’nın tarihi ve kültürel zenginliklerini gözler önüne seren yapılardan biri olan Kuruköprü Anıt Müzesi, Adana’nın Seyhan ilçesindeki Ziyapaşa Bulvarı üzerinde yükselen eski bir Rum Kilisesinin müzeye dönüştürülmesiyle ziyarete açılmış. 1845 yılında Rum cemaati tarafından inşa edilmiş olan tarihi kilise, uzun yıllar ibadethane olarak kullanıldıktan sonra, mübadele sebebiyle kaderine terk edilmiş. İlerleyen süreçte Adana Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ne dönüştürülmüş, ancak buradaki eserlerin daha büyük bir müze binasına taşınmasıyla yeniden işlevini kaybetmiş. 1980’li yılların ardında peş peşe geçirdiği restorasyon çalışmalarından sonra ise, 2017 yılında Kuruköprü Anıt Müzesi ve Geleneksel Adana Evi ismiyle hizmet vermeye başlamış.
Kuruköprü Anıt Müzesi, Çukurova’nın geleneksel yaşam tarzını ve Yörük kültürünü daha yakından tanımak isteyenler için nokta atışı bir keşif durağı. Etnografik eserlerle bezeli kapsamlı koleksiyonu sayesinde, ziyaretçilerini adeta bir zaman yolculuğuna çıkmaya davet ediyor. Müzenin ana koleksiyonunda Çukurova bölgesinde yaşayan Yörüklerden ve Toros Dağları’ndaki yerleşimlerden derlenen çeşitli etnografik eserler mevcut. Deri çarıklar, bakır cezveler, ahşap değirmenler, el yapımı takunyalar, geleneksel enstrumanlar, ziynet eşyaları, el dokuması kilimler ve daha birçok kıymetli obje burada aynı çatı altında sergileniyor.
Müzenin en ilgi çekici bölümlerinden biri olan Yörük Çadırı, Yaşar Kemal’in romanlarından fırlamış gibi. Çukurova ve Toroslar’ın geçmişteki yaşam tarzlarını yansıtan bu alana kurulmuş olan kara kıl çadırın içinde; Türkmen kadınlarına ait kıyafetler, kilim ve keçeler, el dokuma ürünleri ve diğer gündelik eşyalar yer alıyor. Müzenin Şark Odası isimli bölümünde ise Türkmen geleneğinin klasik oturma düzenini görebiliyorsunuz. Odanın ortasında yer alan mangal, duvarlara asılı bakır tepsiler ve geyik derisi gibi dekoratif unsurlar bütünlüklü bir görünüm oluşturuyor.