Her bir köşesinde farklı doğal güzelliklerle karşılaşabileceğiniz Antalya’nın en turistik ilçelerinden biri olan Alanya, ülkemizin en gözde tatil merkezlerinden biri. Kent merkezinin doğusunda ve yaklaşık 140 kilometre uzağında yer alıyor. Ardına Toros Dağları’nı, önüne de cam berraklığındaki Akdeniz’i alması sayesinde eşsiz doğa manzaralarına ev sahipliği yapıyor. Hem doğa hem de tarih ve arkeoloji tutkunları için dört dörtlük bir keşif destinasyonu oluşturuyor.
Yüzölçümü 1582 kilometrekare olan Alanya’nın tarihçesi çok eski çağlara kadar uzanmakta. Burada yerleşim tarih öncesinde başlamış ama özellikle Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin hükümdarlığı altında olduğu dönemlerde coğrafi konumu sebebiyle önemli stratejik noktalardan biri olarak görülmüş. Hatta tarihteki ilk büyük gelişme dönemini Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat zamanında geçirdiğini söylemek de mümkün. Tarih boyunca bu bölgeye Kalonoros, Alaiye ve Candelore gibi birçok farklı isim verilmiş. Alanya adı ise 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyaretinin ardından resmileşmiş.
Alanya Kalesi, Damlataş Mağarası, Alanya Arkeoloji Müzesi ve Kızıl Kule gibi birbirinden önemli keşif duraklarına ev sahipliği yapan Alanya’nın plajları da turistik açıdan son derece popüler. Antalya’nın tüm ilçelerinde hava sıcaklığı yaz sezonu boyunca epey yüksek seviyelerde seyretse de, Alanya da tıpkı diğer ilçeler gibi bu dönemde yerli ve yabancı turistlerle dolup taşıyor. Kentin tarihi açıdan sembolünü oluşturan Kızıl Kule, Selçuklu Devleti döneminde inşa edilmiş bir yapı. Tarihçesi 13. yüzyıla kadar uzanıyor ve turistler tarafından en çok ziyaret edilen yapıların başında geliyor.
Alanya’da hem sosyal yaşam hem de gece hayatı oldukça hareketli. İlçe genelinde farklı bütçe aralıklarına ve beklentilere uygun envai çeşit konaklama ve yeme içme işletmesi yer alıyor. Yaz sezonu boyunca barlar ve gece kulüpleri de oldukça yoğun oluyor.