Büyükada; İstanbul’un Adalar ilçesine bağlı olan ve Prens Adaları veya Kızıl Adalar olarak anılan dokuz farklı adanın en büyüğü olma unvanına sahip. Söz konusu ada takımının yalnızca dört tanesinde; yani Büyükada, Burgazada, Heybeliada ve Kınalıada’da gezi ve yerleşim olanağı var. Şehir Hatları vapurlarıyla haftanın her günü ulaşım sağlanabilen bu adalar, hem turistik hem tarihi açıdan birbirinden ilgi çekici güzellikleri içinde barındırıyor. Ayrıca, adaların doğal güzellikleri de ziyaretçileri kendine hayran bırakıyor. Tarihi ismi Prinkipo olan Büyükada da çam ağaçlarıyla, tarihi ahşap evleriyle, erguvanlarıyla ve trafiğe kapalı dar sokaklarıyla İstanbul’un merkezinden çok farklı bir atmosfere sahip. Büyükada’da iki farklı tepe var ve bunların arasında büyük bir vadi yer alıyor. İsa Tepesi 164 metre, Yüce Tepe ise 202 metre yüksekliğe ulaşıyor.
Büyükada’nın tamamı 1.3 kilometre genişliğe ve 4.3 kilometre uzunluğa sahip olduğu için, burayı bisikletle ya da yürüyerek yalnızca bir günde turlamak mümkün. 15. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da hakimiyet kurduğu son yer olduğu tahmin edilen Büyükada’da hem Bizans hem de Osmanlı dönemlerinden kalan birbirinden değerli yapılar bulunuyor. Bu adaya yapılan vapur seferleri 1846 yılında başlamış. Bu tarihten itibaren Büyükada, özellikle yaz sıcaklarından kaçmak isteyen İstanbul sakinlerinin uğrak noktası haline gelmiş. Büyükada’nın turistik ve tarihi açıdan en çok ilgi gören durakları arasında İskele Binası, Aya Yorgi Rum Manastırı, Aya Nikola Manastırı, Meryem Ana Kilisesi, San Pasifico Kilisesi, Hamidiye Camii, Con Paşa Köşkü, Yelkencizade Köşkü ve Fabiato Köşkü bulunuyor. Büyükada’ya haftanın her günü Bostancı, Kabataş ve Kadıköy’den kalkan tekne ve vapur seferleriyle ulaşım sağlanabiliyor.