İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Kumkapı, Tarihi Yarımada bölgesinin Marmara Denizi’ne kıyısı olan semtlerinden biri. Kadırga, Gedikpaşa ve Yenikapı’yla çevreleniyor. İstanbul’un tarihçesi en köklü semtleri arasında yer alan Kumkapı’nın eski ismi, Kontoskali’ymiş. Bu isim Yunancada “kısa iskele” anlamına geliyor. Osmanlı döneminde burada yapılacak olan inşaatlar için sahilden kum taşınınca, semtin ismi de Kumkapı olarak değiştirilmiş.
Kumkapı uzun yıllardan beri balıkçı lokantalarıyla ve meyhaneleriyle ün salmış durumda. Kentin meyhane geçmişi 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Bu dönemde Kumkapı’ya geçimini demircilik yaparak sağlayan Çingeneler yerleşmiş. Böylece bölgeye hem birçok bahçe ve park kurulmuş hem de semtin ilk meyhaneleri bir bir açılmaya başlamış. Kumkapı, uzun yıllar boyunca Ermeni nüfusun yaşadığı bir yer olmuş. Bu sebeple semt sınırları içinde hâlen bir Ermeni okulu ve çok sayıda tarihi kilise bulunuyor. İstanbul Ermeni Patrikhanesi de Kumkapı sınırları içinde yer alıyor.
Kumkapı’da yakından inceleme fırsatını yakalayabileceğiniz birçok farklı tarihi yapı mevcut. Surp Vorvots Vorodman Kilisesi ve Aya Kiryaki Kilisesi söz konusu yapıların başında geliyor. Ancak az önce de belirttiğimiz gibi, Kumkapı’nın en ön plana çıkan değerlerinden biri, tarihi meyhaneleri. Keza semt sokaklarında gezerken de burnunuza her an bir meyhaneden gelen anason kokusu çarpabiliyor. Kendine has bir ruhu ve atmosferi olan Kumkapı, ziyaretçilerini tarihte keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.