İstanbul'un Beyoğlu ilçesine bağlı Karaköy semtinde yer alan Yeraltı Camii, kente Osmanlı döneminden kalan tarihi bir ibadethane. Esas ismi Kurşunlu Mahzen olan bu cami, hem tarihi hem de manevi ve dini açıdan büyük önem taşıyor. Hangi yılda inşa edildiği hâlen net olarak bilinmese de, tarihçesinin Bizans dönemine kadar uzandığından eminiz. Bizans döneminde Haliç’in girişini kontrol altına almak için inşa edilmiş yapı, Kastellion Hisarı’nın bir parçası olarak kullanılmış. Hatta Haliç’e çekilen meşhur zincirin kuzey ucu doğrudan buradaki mahzene bağlanmış. 711 yılında Arap kumandan Abdülaziz'in oğlu Ömer tarafından inşa edilen Kastellion Hisarı, ilerleyen süreçte Osmanlı Devleti tarafından camiye dönüştürülmüş.
Yeraltı Camii’nin yapısı ve mimarisi, klasik Osmanlı camilerinden çok daha farklı. Hem yerin altında konumlanmış olması hem de tarih boyunca farklı işlevlerle kullanılması gibi sebeplerden, diğer camilerden ayrılıyor. İlk olarak Bizans döneminde mahzen olarak kullanılan yapı, Osmanlı döneminde de barut deposu ve su sarnıcı gibi işlevler kazanmış. 1752-1756 yılları arasında ise Sadrazam Köse Bahir Mustafa Paşa tarafından camiye dönüştürülmüş. Camiye gün ışığı yalnızca deniz tarafındaki pencerelerden geldiği için, içeride son derece mistik ve etkileyici bir atmosfer hakim.
Yeraltı Camii, İstanbul kuşatmalarına katılan sahabelerden olan Amr bin el-Âs, Vehb bin Hüseyra ve Süfyan bin Uyeyne’ye atfedilen makam kabirlerine de ev sahipliği yapıyor. Hatta caminin ibadet dışında ziyaret edilmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu kabirlerin içinde bulunması. İstanbul’da, Eyüpsultan’dan sonra en çok ziyaret edilen kutsal mekanlardan birinin Yeraltı Camii olduğunu söylemek mümkün. Hemen üzerinde 1985 yılında restore edilmiş bir Osmanlı konağı da bulunan Yeraltı Camii, aynı zamanda 1932 yılında ilk kez Türkçe Kur’an-ı Kerim’in okunduğu yer olarak da tanınıyor.