Tarihçesi M.Ö. 1. yüzyıla dek uzanan Bursa Kalesi, Orta Çağ mimarisinin en önemli ve etkileyici örneklerinden biri olarak bugün hâlen varlığını korumaktadır. Surlarının uzunluğu iki kilometreye kadar uzanan bu ihtişamlı yapının kent surları Timur döneminde hasar gördükten sonra yeniden güçlendirilmiş, yıllar sonra Karamanoğlu saldırısı gerçekleştiğinde de Hacı İvaz Paşa tarafından bir güçlendirme çalışması daha yapılmıştır. 1651-1855 yılları arasında da onarım çalışmalarına ev sahipliği yapan kalenin hem formu hem de tüm mimari detayları mümkün olduğunca korunmuştur. Kalenin surları doğal bir kaya üzerine kurulmuş olduğu için, oldukça korunaklı bir alan oluşturur. Ayrıca, surların altında konumlanan ve 79 metre uzunluğundaki mağara da kalenin geçmişteki korunaklılığı açısından önemli bir role sahiptir.
Bursa Kalesi’nin Tophane ve Çakırhamam arasında bulunan iki burcu vardır. Bunlardan biri dört köşeli diğeri ise yuvarlak formdadır. Tophane yönünde solda kalan Hisar Kapı, Çelebi Sultan Mehmed döneminde onarılmıştır. Kalenin diğer kapıları ise Kaplıca Kapısı, Pınarbaşı Kapısı, Zindan Kapı ve Yer Kapı olarak sıralanır. Zindan Kapı’nın iki yanında cezaevi kalıntıları da bulunmaktadır.
Son derece köklü bir geçmişe sahip olmasından dolayı, Bursa Kalesi geçmişten günümüze birçok uygarlığın izlerini görebileceğiniz kadim bir yapıdır. Bazı kaynaklara göre ilk plan kurgusu Kartacalı Anibal tarafından oluşturulmuştur. Sur duvarlarında ve kapılarında Osmanlı’nın yanı sıra, Roma ve Bizans imparatorluklarından da önemli izlere rastlanır. Özellikle İlk Çağ’da ve Orta Çağ’da Romalılar için son derece önemli bir yapı olmuş, ancak Bizans döneminde sınırlardan uzakta kalması nedeniyle yaklaşık 600 yıl boyunca terk edilmiştir.