Bartın’ın Amasra ilçesi hem tarihi mirası hem de coğrafi konumu ve doğal güzellikleri bakımından çok dikkat çekici bir yerleşim yeri. Karadeniz kıyısında yer alması, bölgenin hırçın ve büyüleyici doğasından fazlasıyla nasibini alması, antik çağlardan bu yana yerleşim yeri olarak kullanılması ve yarımadasıyla ziyaretçilerini ilk görüşte kendine hayran bırakmayı başarıyor. Amasra’nın simgesi haline dönüşmüş tarihi yapıların başında da Cenevizliler tarafından yaklaşık üç bin yıl önce inşa edilmiş olan Amasra Kalesi geliyor. Aslında Amasra Kalesi iki kalenin birleşiminden oluşan yapı. Bunlardan biri Zindan Kalesi, diğeri de Boztepe Adası’nda bulunan Sormagir Kalesi. İki kale birbirine tek gözlü, yuvarlak kemerli ve taş bir köprü olan Tarihi Kemere Köprüsü ile bağlanıyor. Boztepe Adası’na da bu köprüden geçerek ulaşabiliyorsunuz.
Boztepe Adası, Amasra’nın güzeller güzeli manzaralarını izlemek için rotanızı çevirebileceğiniz en ideal adreslerden biri olabilir. Adada hem bir deniz feneri hem de çok ünlü bir selvi ağacı var. Bu ağaç tahminen ortalama 300 yaşında ve halk arasında ismi Ağlayan Ağaç olarak geçiyor. Bu ismi almasının sebebi de oldukça ilginç: Ağlayan Ağaç, yapısı gereği havadan ve denizden aldığı nemi bünyesinde biriktirerek ilkbahar ve sonbahar aylarında yapraklarından damla damla akıtıyor. Tabii bu şahane manzarayı görebilmek için ağacın yeşil olduğu dönemleri denk getirmek gerek. Fakat bunu başaramasanız bile Boztepe Adası’nda ve Ağlayan Ağaç’ın çevresinde çok keyifli vakit geçirmek mümkün. Ağacın yanı başında bir çay bahçesi mevcut. Burada Tavşan Adası manzarasına karşı keyifli bir çay ya da kahve molası verebiliyor, dilerseniz dürbün kiralayarak şanslıysanız yunusları ve tavşanları izleyebiliyorsunuz. Burada manzara hakikaten nefis.