Kendine has üslubu, sesi ve kişiliğiyle Türk şiirinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından biri olan Can Yücel, bize birbirinden etkileyici şiirlerini miras bıraktı. Ne yazık ki uzun yıllardan beri internette onun şiir antolojisine ilişkin ciddi bir bilgi kirliliği de var. Can Yücel’in kalemini biraz tanıyanların hemen onunla zerre kadar ilgisi olmadığını anlayabileceği yüzlerce şiir, internette Can Yücel imzasıyla dolaşmaya devam ediyor. Hatta bu sebeple Can Yücel’in geniş bir kitle tarafından yanlış tanındığını söylemek de mümkün. Fakat onun şiir kitaplarını ve gerçekten kendisinin imzasını taşıyan şiirlerini keşfettikçe ne kadar şahsına münhasır ve kıymetli bir şair olduğunu bir kez daha anlayabiliyoruz.
12 Ağustos 1999 tarihinde hayata gözlerini yuman Can Yücel’in 1986 yılında Datça’da aldığı ev, 2024 yılı itibarıyla hâlen varlığını koruyor. Ancak internette yine yanlış bir bilgi dolandığını da belirtmek gerek: Bu ev -en azından 2024 yılı itibarıyla- bir müze değil. Can Yücel’in ailesi olarak aktif şekilde konut olarak kullanıldığı için evi çat kapı ziyaret etme şansınız yok. Can Yücel’in ismini taşıyan ve Eski Datça sınırları içinde bulunan bir sokakta bulunan ev, yalnızca 12 Ağustos tarihlerinde anma etkinliklerine sahne oluyor.
Peki, Can Yücel’in Evi’ni gezemediğimiz için bu sokağı keşfetmeye gerek yok mu? Elbette var. Öncelikle, Can Yücel Sokağı’nın Eski Datça’nın en güzel sokaklarından biri olduğunu belirtmek gerek. Datça’nın klasikleşmiş taş evlerine, rengarenk çiçeklere ve Arnavut kaldırımlarına ev sahipliği yapan sokağın atmosferi gerçekten çok keyifli. Ayrıca, Can Yücel’in Evi’nin kapısında onun şiirlerini, çizimlerini ve fotoğraflarını da görebiliyorsunuz. Bir tür anıt gibi süslenmiş olan bu kapı çok etkileyici bir görünüme sahip.