Ankara’nın Çankaya ilçesinde yer alan Kocatepe Cami, başkentin en köklü ve görkemli ibadethanelerinden biri. 16. yüzyıl estetiğinin etkileyici örneklerini 20. yüzyıl teknolojisiyle buluşturan caminin inşasına 1967 yılında başlanmış. Yaklaşık yirmi yıl süren inşa süreci, Türk Diyanet Vakfı tarafından 1987 senesinde tamamlanmış. Aslında ilk etapta cami projesi için açılan yarışmayı Vedat Dalokay kazandıktan ve bu projeye göre temel atıldıktan sonra fikir değiştirilmiş. Vedat Dalokay’ın tasarımı fazla modern bulunduğu için projenin iptaline karar verilmiş ve yeni proje ancak 1967 yılında seçilmiş. Bu sebeple Kocatepe Cami’nin projesi, Hüsrev Tayla ve Fatin Uluengin’in imzasını taşıyor. 1981 yılında inşaatı ve mal varlığı Türk Diyanet Vakfı’na devredilen yapı, dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın katıldığı bir törenle ziyaretçilere açılmış.
Dört minaresi Selimiye Cami’sini, kubbeleri de Sultanahmet Cami’sini andıran Kocatepe Cami’nin asıl cami, yani harem kısmı bir ana kubbeyle örtülü. Ana kubbeyi dört farklı yarım kubbe çevreliyor. Asıl cami kısmına giriş yapmak için kündekari tarzında inşa edilmiş bir ana kapıdan ve dört yan kapıdan geçmek gerekiyor. Caminin kuzey tarafındaki giriş kapısının önünde mermer bir şadırvanı da içinde barındıran revaklı bir avlu yer alıyor. Yüksekliği 88 metreye ulaşan ve üçer şerafesi bulunan minarelere asansörle ya da merdivenle çıkmak mümkün. Asıl cami kısmı U şeklinde ve iki kat halinde uygulanan mahfillerle sarılmış. Tasarımda bu tarzın tercih edilmiş olması, harem kısmına özel bir görünüm kazandırıyor. Kocatepe Cami’nin mihrabı 10, minberi de 8,7 metre yüksekliğe ulaşıyor.