Adana, hem doğal güzellikleri hem de müzeleri ve tarihi yapılarıyla turistik açıdan son derece dikkat çeken bir şehir. Kentin dört bir yanında, asırlardır ayakta durmayı başaran tarihi yapılarla karşılaşmak mümkün. Bunların birçoğu Seyhan ilçesinde yoğunlaşmış olsa da, yolu Yüreğir ilçesine düşenlerin de görmeden dönmemesini önerdiğimiz tarihi bir yapı var: Misis Köprüsü! Yakapınar beldesinde yer alan bu tarihi köprü, Ceyhan Nehri üzerine inşa edilmiş. Roma İmparatorluğu zamanından bu yana ayakta ve bu açıdan da kentin en eski yapılarından biri olma özelliğini taşıyor.
M.S. 4. yüzyılda Roma İmparatoru II. Flavius Julius Constantius tarafından inşa ettirilmiş olan Misis Köprüsü’nün üzerinden İpek Yolu geçtiği için, tarih boyunca hep stratejik açıdan büyük önem taşımış. Ticaret ve ulaşımın sac ayaklarından biri olma görevini üstlenen köprü, kesme taştan dokuz gözlü şekilde tasarlanmış. Uzunluğu 132 metreye, genişliği de 6,5 metreye ulaşıyor. Bu sayede hem yayalar hem de araçlar tarafından kullanılabiliyor.
Misis Köprüsü’nün tarih boyunca çok sayıda onarım çalışmasından geçirildiğini biliyoruz. VI. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus’un emriyle onarılan yapı, Osmanlı döneminde de çeşitli restorasyonlardan geçirilmiş. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de Köprülü Mehmet Paşa’nın köprüyü restore ettirdiğinden söz ediliyor. Bölgede meydana gelen büyük depremlerin ardından bazı bölümleri yeniden inşa edilen yapı, dönem dönem nehir taşkınları sebebiyle de ağır hasarlar almış.
Bunca asırdan beri ayakta duran tarihi yapılar söz konusu olduğunda, onlar hakkında kulaktan kulağa dolaşan efsaneler de hiç eksik olmuyor. Misis Köprüsü hakkında anlatılan rivayetlerden biri de Lokman Hekim’le ilgili. Rivayete göre, ünlü İslam bilgini Lokman Hekim ölümsüzlük iksirini bulmuş, ancak bu iksiri yazdığı formül tam da Misis Köprüsü’nden geçerken rüzgarla uçarak nehre düşmüş. Bu sebeple köprü, halk arasında Ölümsüzlük Köprüsü olarak da adlandırılıyor.