Eskişehir’in en köklü ve eski camilerinden biri, hiç şüphesiz ki Odunpazarı ilçesi sınırları içinde yer alan Alaeddin Camii. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, yani 1267 yılında inşa edilen bu tarihi ibadethane, III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in hükümdarlığı sırasında yaptırılmış. İlerleyen asırlarda caminin üzerinde çok sayıda değişiklik yapıldığı ve yapı dönem dönem restorasyondan geçirildiği için, günümüzde Selçuklu mimari özelliklerini belirgin bir şekilde yansıtamıyor. Ancak 750 yılı aşkın köklü geçmişiyle, kent belleğinin çok önemli parçalarından birini oluşturmaya devam ediyor.
1944-1951 yılları arasında Eskişehir ve çevresinde bulunan tarihi eserlere ev sahipliği yapan Alaeddin Camii, bu sayede ilerleyen süreçte kapılarını açan Eskişehir Arkeoloji Müzesi’nin kurulmasına da katkı sağlamış. Tarihi eserler müzeye aktarıldıktan sonra, Alaeddin Camii de yeniden onarım çalışmasından geçirilerek ibadete açılmış. Dikdörtgen planlı ve tek mekanlı şekilde inşa edilen yapının ibadet mekanı kubbeyle örtülen ahşap kirişlerle kaplanmış durumda. Duvarlar moloz taş, tavan ve kubbe kaplaması ise ahşap kullanılarak inşa edilmiş. Kendi ismiyle anılan parkın içinde yer alan Alaeddin Camii’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri, hâlen varlığını koruyan kalem işi süslemeleri. Ancak bu süslemeler de çok belirgin bir görünüme sahip değil.