İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin tarihi sokaklarına gizlenmiş olan Santa Maria Draperis Kilisesi, kentin en eski Katolik kiliselerinden biri olma unvanına sahip. Tarihçesi 1584 yılına kadar uzanan tarihi yapı, Fransisken tarikatı üyesi Madam Clara Draperis tarafından bağışlanan bir evin arsasına inşa edilmiş. Tarih boyunca birçok yangın ve doğal afet atlatması sebebiyle de defalarca yeniden yaptırılmış. Bugünkü versiyonu, 1904 yılında İtalyan Mimar Guglielmo Semprini’nin imzasıyla ve Sultan II. Abdülhamit’in izniyle tasarlanmış. Kilisenin giriş kapısında bulunan plaket de hem Sultan Abdülhamit’e ve hem de dönemin Belediye Başkanı Rıdvan Paşa’ya teşekkür notu içeriyor.
İstiklal Caddesi üzerinde yükselen Santa Maria Draperis Kilisesi, bir çitle çevrelenen dik bir merdivenle ulaşabileceğiniz görkemli bir yapı. Neoklasik mimari üslubu yansıtan tarihi ibadethane, iki katlı şekilde tasarlanmış. Cephesinde yarım yuvarlak kemerli pencereler, girişinde de mozaikten yapılmış ve son derece gerçekçi bir Meryem Ana kompozisyonu bulunuyor.
Santa Maria Draperis Kilisesi’nin kıymetli sanat eserlerine ev sahipliği yaptığını da eklemek gerek. Kilisenin en eski ve değerli eseri olan "Meryem" tablosu, 1678 yılında meydana gelen büyük yangından kurtarılmış. Günümüzde kilisenin apsisinde muhafaza ediliyor. Kilisenin içine girdiğinizde, Hz. İsa’nın haç yolculuğunu tasvir eden 14 seramik panoyu da göreceksiniz. Via Crucis isimli bu panolar da 1959 yılında Peder Alberto Farina tarafından yapılmış.
Beyoğlu’nun en önemli ve köklü ibadet merkezlerinden biri olarak varlığını sürdüren Santa Maria Draperis Kilisesi, yalnızca Hristiyan cemaati için değil, İstanbul’un kozmopolit yapısını keşfetmek isteyen tarih meraklıları için de önemli bir keşif durağı. Kilisenin sakin ve huzurlu atmosferi, ziyaretçilere hem ibadet etme hem de geçmişin izlerinin peşinden gitme fırsatı sunuyor.