Anadolu Selçuklu sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde inşa edilen Burmalı Minare Cami, Amasya’nın Merkez ilçesindeki Dere Mahallesi’nde yer alıyor. Mahkeme Cami ya da Ulu Cami isimleriyle de anılan bu kadim yapının iki kardeş tarafından, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in veziri Necmeddin Ferruh Bey ile kardeşi Haznedar Yusuf tarafından inşa ettirildiği düşünülüyor. Bu bilgi kesinleşmiş olmasa da, caminin kapısının üstünde bulunan kitabe, bu bilgiyi işaret ediyor. Yine aynı kitabe, caminin 1242 yılında inşa ettirildiğini gösteriyor.
Burmalı Minare Cami’nin minaresi, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde sözünü ettiği üzere, başta ahşaptan yapılmış. Ancak 1590 yılında yaşanan deprem ve 1602 yılında çıkan yangın, minarenin çok ciddi hasarlar görmesine neden olmuş. Üstüne bir de 1730 yılında çıkan yangın gerçekleşince, caminin minaresi tamamen kullanılamaz hale gelmiş. Bunun üzerine minare bir kez daha ve bu defa caminin taş yapısına uygun şekilde inşa edilmiş. Günümüzde de hâlen varlığını koruyan bu minare, sarmal şeklinde yivlerle süsleniyor. Zaten bu camiye bu nedenle Burmalı Minare Cami deniyor.
Minare ve türbe dışında kalan alanları dikdörtgen planla inşa edilen Burmalı Minare Cami, kesme taştan inşa edilmiş büyük ve güçlü duvarlara sahip. Duvarların batı ve doğu cephede bulunanları, dörder pencereye de ev sahipliği yapıyor. Minare ve türbenin arasında bulunan kemerli kapıdan geçtiğinizde caminin içine girebiliyorsunuz. İçeride de sizi toplamda dokuz bölüm karşılıyor ve bu bölümlerin ortada bulunan üçü kubbelerle örtülü. Girişin hemen sol tarafında Cumudar Türbesi de yer alıyor.