1925 yılında kurulduktan sonra birkaç farklı bina değiştiren ve 1980’de günümüzde bulunduğu binaya taşınan Amasya Arkeoloji Müzesi, şehrin en çok ilgi gören tarihi ve turistik destinasyonlarından biri. Merkez ilçesindeki Üçler Mahallesi’nde konumlanan müze, içinde on üç farklı medeniyetin izlerini barındırıyor. Söz konusu izler Geç Neolitik Erken Kalkolitik Çağ’dan başlayarak Osmanlı dönemine dek uzanıyor. Müzede Hitit, Frig, Urartu, Pers, İskit, Roma, Helenistik Çağ, Selçuklu ve Bizans dönemlerine ilişkin eserler ve buluntular da yer alıyor. Müze binasının batı tarafına doğru ilerlediğinizde karşınıza çıkan bahçede Hitit, Roma, İlhanlı, Helenistik, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalan taş heykellere ve eserlere rastlıyorsunuz. Selçuklu Hükümdarı I. Mesud’un türbesi ve İlhanlılar’dan kalan mumyalar ise müze binası içine kurulmuş özel bir bölümde sergileniyor.
Ziyaretçilerin amatör olmak koşuluyla fotoğraf makineleri ile görüntü ve ses kaydı alabildiği Amasya Arkeoloji Müzesi’nde birbirinden kıymetli eserler var. Bunlardan ilki, Osmanlı coğrafyasındaki yegane örnek olan Kayı boyu damgalarıyla bezeli pencere kanatları. Ayrıca, Orta ve Genç Tunç Çağı’na ilişkin eserlerin sergilendiği bölümde bulunan ve Hitit tanrılar topluluğunun baş tanrısı olan Fırtına Tanrısı Teşup’un bronz heykeli de ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor. Müzenin bir diğer ünik eseri de güneş saati. Osmanlı döneminden kalan bu eser, çam kozalağı şeklinde ve mermerden inşa edilmiş. Elbette Amasya Arkeoloji Müzesi’nde bulunan mumyalardan da söz etmeden geçmemek gerek. Amasya’da nazır olarak görev almış Cumudar Bey ile İşbuğa Nuyin’e ait mumyalar da ziyaretçilerin ilgi odağında. Siz de sözünü ettiğimiz eserleri ve daha nicelerini yakından incelemek için Amasya Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Her gün açık olan müze, ziyaretçilerini 08:00 ile 17:00 saatleri arasında ağırlıyor.