Ankara’nın Altındağ ilçesine bağlı Ulucanlar semtinde, semtle aynı ismi taşıyan caddenin üzerinde içinde bulunan Cenabi Ahmet Paşa Cami, Mimar Sinan’ın kentteki tek eseri. Aynı zamanda kentin en eski camilerinden biri. Şair Nakkaş Sai Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan Tezkiret-ül Ebniye, Mimar Sinan’ın Otobiyografyası isimli eser, bu yapının Mimar Sinan tarafından inşa edildiğini doğruluyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri ve Anadolu Beylerbeyi Cenabi Ahmet Paşa’nın vefatının ardından 1565 yılında inşa edilen caminin; 1883, 1887 ve 1940 yıllarında onarım çalışmalarından geçirildiği biliniyor. Eğer yolunuz başkente düşerse, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan tüm eserler gibi son derece görkemli ve yalın bir tasarıma sahip olan Cenabi Ahmet Paşa Cami’yi görmeyi unutmayın.
İnşasında Ankara taşı kullanılan ve 13,9 ölçülerinde bir kare planla inşa edilen Cenabi Ahmet Paşa Cami, tek kubbesiyle klasik Osmanlı mimarisini yansıtan bir yapı. Caminin dört mermer sütun üzerine kurulu son cemaat yeri, üç kubbeyle örtülüyor. Beyaz mermerden inşa edilen mihrap, giriş kapısı ve minber bölümleri de Mimar Sinan’ın yalın ve güçlü mimari üslubunun etkileyici birer örnekleri. Sivri kemerli otuz iki farklı penceresi bulunan caminin kasnağında da on altı pencere yer alıyor. Cenabi Ahmet Paşa Cami’nin ardında bir külliye ve Osmanlı mezarlığı mevcut. Cenabi Ahmet Paşa Türbesi ise caminin avlusunda yer alıyor.