Ülkemizin başkenti Ankara’nın ev sahipliği yaptığı en etkileyici ve görkemli yapı, hiç şüphesiz ki Anıtkabir. Cumhuriyet’in kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mezarının yanı sıra, birbirinden önemli birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapan Anıtkabir; içinde bir de Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni barındırıyor. 21 Haziran 1960 tarihinde ziyarete açılan bu yapıya, Anıtkabir’in tören alanından Anıt Bloku’na doğru baktığınızda sağ tarafta kalan Misak-ı Milli Kulesi’nin kapısından girerek ulaşmanız mümkün.
Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, aslında 21 Haziran 1960’ta Atatürk Anıtkabir Müzesi adıyla açılmış. Ancak Anıtkabir Komutanlığı’nın 2001 yılında hazırladığı proje kapsamında, müzeye Atatürk’ün mozolesine ev sahipliği yapan Şeref Holü’nün altındaki sütunlu alanın da dahil edilmesine karar verilmiş. Yaklaşık 3 bin metrekarelik bir alanı kaplayan bu bölüm de içine dahil edilince, müze 5200 metrekarelik bir sergi alanına kavuşmuş. 26 Ağustos 2002 tarihinde görkemli bir törenle açılan müze, bu tarihten beri Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi olarak adlandırılıyor.
Dört ana bölümden oluşan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin birinci bölümünde Atatürk’e ait olan ve ona yabancı devlet adamları tarafından armağan edilen eşyalar sergileniyor. Bu bölümde yer alan Atatürk’ün şahsi eşyaları, kendisinin manevi çocukları olan Afet İnan, Sabiha Gökçen ve Rukiye Erkin tarafından müzeye bağışlanmış. İkinci bölüm; Çanakkale Savaşı, Büyük Taarruz ve Sakarya Meydan Savaşı’nı tasvir eden panoramaya ve yağlı boya tablolara ev sahipliği yapıyor. Üçüncü bölüm, Milli Mücadele ve devrimleri anlatan galerilere ayrılmış. Mustafa Kemal Atatürk’ün mezar odası da bu bölümün içinde yer alıyor. Dördüncü ve son bölüm ise Atatürk’ün kütüphanesindeki 3 bini aşkın kitabın sergilendiği Atatürk Özel Kitaplığı’na ayrılmış. Anıtkabir Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, haftanın her günü ziyaret edilebiliyor.