Bizans döneminde inşa edilmiş olan Pammakaristos Manastır Kilisesi, İstanbul’un tarihi semtlerinden biri olan Balat’ta yer alıyor. Günümüzde Fethiye Müzesi ismiyle ziyaretçilerini ağırlayan yapı, Bizans İmparatorluğu’nun son dönemlerinden günümüze kadar ulaşmış kıymetli bir ibadethane. Mimari güzelliğiyle ziyaretçilerini hayran bırakmayı başaran manastır, 1261 yılında ve eski bir kilisenin kalıntıları üzerine inşa edilmiş. Hz. Meryem’e adandığını ve tarih boyunca sık sık yenilendiğini de biliyoruz.
1292-1294 yılları arasında Bizans İmparatoru VIII. Michael Palailogos’un yeğeni Michael Glabas Ducas Tarchainotes tarafından onarımdan geçirilen kiliseye, 1315 yılında Hz. İsa’ya adanmış bir ek kilise daha ilave edilmiş. Bu bölüm, aynı zamanda Maria ve Michael’in mezarlarının bulunduğu bir mezar şapeli olarak da kullanılmış. 14. yüzyıla tarihlenen mozaik süslemeleriyle, Bizans mimarisinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Kubbe ve duvarlardaki mozaiklerde de Hz. İsa, Hz. Meryem, Vaftizci Yahya ve 12 Tevrat peygamberinin tasvirlerini görmek mümkün.
İstanbul’un fethinden sonra bir dönem kadın manastırı olarak kullanılmış olan Pammakaristos Manastırı, 1455 yılında Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi’ne ev sahipliği yapmaya başlamış. Ancak Sultan III. Murad döneminde camiye dönüştürülmüş ve Fethiye Camii adını almış. Bunun üzerine Patrikhane de günümüzdeki yerine, yani Aya Yorgi Kilisesi’ne taşınmış.
Fethiye Camii’nin kuzey kısmı cami olarak kullanılıyor, ancak ek yapı bölümü 1938-1940 yılları arasında yapılan onarımların ardından müzeye dönüştürüldü. Böylece Fethiye Müzesi ismini alan yapı, Bizans dönemine ait mozaik ve mimari detaylarıyla ziyaretçilerine harika bir keşif deneyimi sunuyor. 2024 yılının ikinci yarısında Fethiye Müzesi, tadilat çalışmalarından geçirildiği için geçici olarak ziyarete kapalı. Ancak siz bu yazıyı okurken çoktan yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başlamış olabilir. İstanbul’un gezilecek keşif duraklarını keşfetmeyi seviyorsanız, siz de müzeyi ziyaret edebilirsiniz.