İstanbul’un Şile ilçesi, her ne kadar kent sınırları içinde yer alsa da, aslında İstanbul sakinlerinin keyifli doğa ve hafta sonu kaçamakları yapmak için daha sık ziyaret ettiği bir destinasyon. Yemyeşil doğası, hırçın Karadeniz’i, popüler konaklama & yeme içme işletmeleri ve huzurlu atmosferiyle; kentin kalabalık ve gürültülü ortamından sıkılanlar için harika bir rota seçeneği oluşturuyor. Şile’de görülmeye değer birbirinden kıymetli tarihi yapılar da var. Bunlardan biri de Ocaklı Ada üzerinde bulunan Şile Kalesi.
Tarihi Bizans dönemine kadar uzanan Şile Kalesi, bir gözetleme kalesi. Aslında tam olarak ne zaman inşa edildiğine ilişkin iki farklı görüş var. Bunlardan ilkine göre, yirmi asırdan uzun süre önce Cenevizliler tarafından, diğer görüşe göre ise Bizans İmparatoru Andronikos’un hükümdarlığı sırasında inşa edilmiş. Her koşulda kalenin, Osmanlılar tarafından kullanıldığını biliyoruz. 1305 yılında Cenovalıların eline geçen yapı, 1396 yılında da Yıldırım Bayezid komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından fethedilmiş.
Denizden gelebilecek saldırılara karşı koruma sağlayan savunma hattının bir parçası olan Şile Kalesi, yaklaşık 100 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Yüksekliği 12 metreye ulaşan dört katlı yapının inşasında beyaz renkli kireç taşı kullanılmış. Kalenin ilk katı kiler olarak değerlendirilmiş, üst katlarda ise asker gruplarının barınabileceği alanlar hazırlanmış.
Tarih boyunca birçok kez onarım gören Şile Kalesi, son restorasyon çalışmasını 2015 yılında geçirdi. Aslında bu çalışmaya birçoğumuz aşinayız, çünkü restorasyon neticesinde kalenin dış cephesinde ciddi değişiklikler oldu. Hatta yapının yeni görünümü epey eleştiri aldı, bu eleştirilerden en bilineni de artık Sünger Bob’a benziyor olması. Siz eleştirilere katılır mısınız bilmiyoruz, ancak Şile Kalesi her koşulda bölgenin en önemli tarihi yapılarından biri olarak ayakta duruyor. Eğer yolunuz Şile’ye düşerse siz de kaleyi ziyaret edebilir, buradan eşsiz manzaralara tanıklık edebilirsiniz.