Adana’nın en eski camilerinden biri olan Yağ Camii, Seyhan ilçesinin tarihi dokusunu oluşturan Büyük Çarşı semti sınırları içinde bulunuyor. Aslında bu tarihi ibadethane, camiye dönüştürülmeden önce Surp Hagop Ermeni Kilisesi olarak kullanılıyormuş. Ancak 1501 yılında Ramazanoğlu Halil Bey’in emriyle ve çevresine eklemeler yapılarak cami olarak hizmet vermeye başlamış. Bu dönüşüm süreci esnasında bir cami kompleksi oluşturulmuş ve caminin hemen yanında yer alan medrese de 1558 yılında Piri Paşa tarafından tamamlanarak külliyenin en önemli parçalarından biri haline gelmiş. 19. yüzyılda caminin önüne yağ pazarı kurulduğu için, tarihi ibadethanenin ismi halk arasında Yağ Camii olarak kalmış.
Selçuklu mimarisinin klasik çok sütunlu cami karakteristiğine sahip olan Yağ Camii, dikdörtgen planlı bir yapıya sahip. İç mekanı, kuzey-güney doğrultusunda sıralanan dört sütunla beş sahına bölünmüş. Sütunlar alçak ve sivri kemerlerle birbirlerine bağlandığı için, iç mekanda loş bir atmosfer hakim. Caminin önünde 19,5 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri bulunuyor. Avlu kapısı, camiye sonradan eklenen bölümlerden biri. Anıt kapı formunda inşa edilen bu yapı, ihtişamlı yapısıyla caminin sadeliğine tezat oluşturuyor.
Yağ Camii külliyesinin önemli bir parçası olan medrese, 1525 yılında inşa edilen minaresiyle birlikte bu komplekse derinlik katan unsurlardan biri. İçindeki derslik olarak kullanılan kubbeli odalar, caminin hemen bitişiğinde bulunan avluyla birleşiyor. Hatta abdesthane olarak kullanılan mahzen kısmı da caminin alt katındaki geçitlerle bağlantılı. Bu yapıda yer altı tünellerinin işlevsel bir şekilde kullanıldığını görebiliyoruz.
Yağ Camii’nin bugüne dek bazı efsanelere konu olduğunu da eklemek gerek. Rivayete göre, caminin abdesthane olarak kullanılan toprak altındaki bölümü, yaklaşık 500 yıl boyunca yağ deposu olarak kullanılmış. Halk yaylaya çıktığında yiyecekler burada saklanırmış. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde bu yapı, Eski Cami olarak adlandırılıyor. Dolayısıyla bugünkü isminin yağ pazarından ya da yağ deposu hakkındaki rivayetten doğmuş olması muhtemel.