Antalya’nın Serik ilçesinde yer alan Aspendos Antik Kenti, dünya çapında tanınan bir ören yeri. Özellikle Roma Dönemi’nden günümüze ulaşan en iyi korunmuş yapılardan biri olan tiyatrosu, antik kenti her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret etmesine vesile oluyor. Antalya Alanya karayolunun 44. kilometresinde ve Köprüçay Nehri’ne yakın bir konumda yer alan şehir, hem görkemli mimarisi hem de zengin tarihi geçmişiyle herkesi büyüleyebilecek bir atmosfere sahip. Tarihçesi M.Ö. 500’lü yıllara kadar uzanıyor.
Antik dönemde Pamfilya Bölgesi’nin en önemli kentlerinden biri olan Aspendos’un en dikkat çeken yapısı, 12 bin kişi kapasiteli tiyatro. İmparator Marcus Aurelius döneminde ve mimar Zeno tarafından inşa edilmiş olan yapı, tanrılara ve dönemin imparatorlarına adanmış. İnşa sürecinde yapılan mimarlık ve mühendislik tercihleri, Roma tiyatro mimarisinin zirvesi. Aspendos Antik Tiyatro, hem ihtişamı hem de estetik anlayışıyla o dönemin görkemini açıkça gözler önüne seriyor.
Aspendos Antik Kenti’nin sadece tiyatrosu değil, su yolları da son derece önemli. Dağlardan kente su taşıyabilmek amacıyla inşa edilmiş olan Aspendos Su Kemerleri, Roma Dönemi mühendisliğinin ne kadar usta olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki su yolları, iki uca yerleştirilmiş basınç kuleleriyle desteklenmiş. Antik kentin sosyal hayatının ve ticaret yaşamının ne kadar gelişmiş olduğunu anlatan yapılar arasında ise agora, anıtsal çeşme, bazilika, meclis binası ve tapınak da yer alıyor.
Aspendos’ta ziyaret edilebilecek diğer önemli yapılar arasında agora, bazilika, anıtsal çeşme, meclis binası, anıtsal tak ve Helenistik tapınak yer alır. Bu yapılar, kentin ticaret ve sosyal yaşamının merkezinde yer almış ve Roma İmparatorluğu döneminde Aspendos’un ne denli önemli bir şehir olduğunu kanıtlamaktadır. Ayrıca, şehrin ekonomisi büyük ölçüde tarım ve ticarete dayanıyordu. Özellikle şarapçılık, zeytinyağı ve tuz üretimi gibi ürünler, şehrin zenginliğini sağlayan temel faktörlerdi.
Roma Dönemi’nde geçimini büyük oranda ticaret ve tarım üzerinden sağlayan Aspendos Antik Kenti, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde de çok önemli bir merkezmiş. Hatta Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubad, antik tiyatronun bir bölümünü saray olarak kullanmış. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930 yılında ziyaret ettiği Aspendos’un, derhal “onarılıp yeniden kullanılması” için talimat vermiş. Kısacası, Aspendos Antik Kenti, bu toprakların ev sahipliği yaptığı en önemli tarihi miraslardan biri. Haftanın her günü ziyarete açık ve girişte MüzeKart geçiyor.