Muğla’nın Fethiye ilçesi yalnızca doğal güzellikleriyle değil arkeolojik açıdan da çok zengin bir yerleşim yeri. Aslına bakarsanız bu bölgeye ait arkeolojik eserlerin bir mekanın içinde sergilenmesi fikri, 1960’lı yıllardan beri gündemdeymiş. İlçenin ilk müzesinin temelleri daha bu dönemde atılmış. Ancak henüz bir müze binasına sahip olunmadığı için, çevreden toplanan taş ve büyük boyutlu eserler ancak bir depoda muhafaza edilebilmiş. 1957 yılında bölgede gerçekleşen depremden sonra hız kesmeden sürdürülen kentin yeniden yapılaşması çalışmalarında, bazı taşınır eserler günümüzde Fethiye limanının bulunduğu bölgeye nakledilmiş ve burada açık hava müzesi şeklinde sergiye açılmış.
1982 yılında, nihayet Fethiye’nin ilk müzesinin binası için inşa çalışmaları başlamış. Bundan beş yıl sonra da Fethiye Arkeoloji Müzesi ya da kısa ismiyle Fethiye Müzesi ziyaretçilerine kapılarını açmış. Modern bir sergileme ortamına sahip olması hedeflenen yapının hem teşhir salonları hem de bahçesi zaman içinde yenilenmiş. Günümüzde hâlen aynı noktada bulunan Fethiye Arkeoloji Müzesi, etnografya ve arkeoloji başlıklı iki salondan oluşuyor. Arkeolojik salonda bulunan eserlerin çoğunluğu seramik grubuna giriyor. Eserler arasında M.Ö. 3000’li yıllardan günümüze dek ulaşanlar dahi var. En önemli eserlerden biri de Likçe’nin çözümünde de çok büyük rol oynamış olan otel. Üzerinde üç farklı dilde yazılı bir metin yazılı olan bu stel ziyaretçilerin ilgi odağında. Fethiye Arkeoloji Müzesi, Artemis kültünü konu alan Kumrulu Genç Kız Heykeli’ne de ev sahipliği yapıyor.
Fethiye Arkeoloji Müzesi’nin etnografya salonunda da Fethiye’ye özgü kaftanları, üç etekleri, takıları ve el dokuması örneklerini görebiliyorsunuz. Müzedeki açık sergileme alanında Izrata Anıtı ile lahit mezarlar sergileniyor. Fethiye Müzesi haftanın her günü 08:30 ile 17:300 saatleri arasında ziyarete açık. Müzeye girişler ücretsiz.