Antalya’nın Aksu ilçesi sınırları içinde yer alan Perge Antik Kenti, kent merkezinden yaklaşık 17 kilometre uzaklıkta. Tarihin derin izlerini taşıyan kentin, Hitit Dönemi’nden bu yana varlığını koruduğu düşünülüyor. Bu dönemde isminin “Parha” olduğu tahmin ediliyor. Ancak Perge Antik Kenti’nin görkemli günleri, Roma Dönemi’nde başlamış. Anadolu coğrafyasındaki en varlıklı ve düzenli kentlerden biri haline gelen Perge, mimarlık ve heykeltıraşlık alanlarındaki başarılarıyla da ün salmış.
Tarih boyunca çok sayıda medeniyeti ağırlamış olan Perge Antik Kenti’nin şehir planlaması oldukça dikkat çekici. Kuzey-güney ve doğu-batı yönlerinde uzanan iki ana caddenin etrafında şekillenmiş olan kent, tam ortasında da dört anıtsal çeşme ile iki hamama ev sahipliği yapıyor. Hamamlara su tedarik eden kanalı da görmek mümkün. Söz konusu tasarımıyla “Su Şehri” kimliği kazanan Perge, kendi dönemi için çok gelişmiş bir kent.
Perge Antik Kenti’nde birçok farklı yapının kalıntılarını görmek mümkün. M.S. 2. yüzyılda Mimar Zenon tarafından inşa edilmiş olan tiyatro, 15 bin kişi kapasiteli dev bir yapıymış. Roma Dönemi tiyatro mimarisinin en başarılı örneklerinden biri olduğu da aşikar, ancak Aspendos Antik Tiyatro kadar iyi korunabilmiş değil. Fakat stadyumun çok iyi durumda olduğunu da belirtmek gerek. 12 bin kişi kapasiteli yapı, antik dönemde kentin kültürel ve sosyal hayatının nabzını tutuyormuş. 2024 yılında antik tiyatro, restorasyon çalışmaları tamamlanıncaya kadar geçici olarak ziyarete kapalı. Ziyaretiniz öncesinde mutlaka güncel bilgilere göz atmanızı tavsiye ederiz.
Sütunlu caddeleri, anıtsal çeşmeleri, agorası, hamamları ve gymnasiumu ile de son derece zengin bir mirasa sahip olan Perge Antik Kenti’nde gün yüzüne çıkarılan eserler, bugün Antalya Müzesi’nde sergileniyor. Kentin sanatsal başarısını buradaki eserleri yakından incelediğinizde anlayabiliyorsunuz. Her yıl binlerce kişiyi ağırlayan bu görkemli antik kent, haftanın her günü belirli saatler aralığında ziyarete açık. Girişte MüzeKart geçiyor.