2009 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Sagalassos Antik Kenti, Burdur’un Ağlasun ilçesinde bulunuyor. Roma döneminde Pisidia Bölgesi’nin en önemli kenti olma unvanını taşıyan şehir, aynı zamanda “İmparatorların ve Aşkların Şehri” olarak da anılıyor. Sagalassos, 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından keşfedilmiş ve 1989 yılında bu eşsiz antik kentte kazı çalışmaları başlamış. Sagalassos’un deniz seviyesinden 1700 metre yükseklikte olması, kentten geriye kalan izlerin binlerce yıldır korunmasını sağlamış. Söz konusu kalıntılar, Roma dönemi mimarisinin eşsiz örneklerini de gözler önüne seriyor. Yine geçmişten kalan izler, bize Sagalassos’un tarihinin M.Ö. 3000 yılına dek uzandığını gösteriyor.
Sagalassos Antik Kenti’nde bulunan yapıların büyük çoğunluğu, Roma dönemine ait. Kent, önce Büyük İskender’in, daha sonra da Galatia kralı Amyntas’ın hakimiyeti altına girmiş. Ardından, Agustus tarafından Roma İmparatorluğu’na dahil edilmiş. Pisidia’nın imparatorluk merkezi haline gelmesi, Sagalassos’un hem ekonomik hem de mimari açıdan kısa sürede kalkınmasını sağlamış. Ne var ki, hızla gelişen bu kent, M.S. 590’da gerçekleşen büyük deprem sonucunda neredeyse tamamen yıkılmış. Bu tarihten sonra, kentte yalnızca birkaç köy ayakta kalmayı başarmış.
Sagalassos Antik Kenti’nde hamam, kireç fırını, konut, tiyatro, agora, kilise ve tapınak gibi yapılardan günümüze ulaşan çok sayıda kalıntı bulunuyor. Cladius Kapısı, Neon Kütüphanesi ve Antoninler Çeşmesi; antik şehrin en etkileyici durakları arasında. Yukarı agorada bulunan Antoninler Çeşmesi’nden hâlen su akıyor. Ayrıca, kazılar sonucunda ortaya çıkarılan İmparator Marcus Aurelius ve İmparator Hadrian heykellerinin kalıntıları da Sagalassos’ta bulunan diğer tüm eserlerle birlikte Burdur Müzesi’nde sergileniyor.