Edirne’nin Merkez ilçesi sınırlarında yer alan Konstantin ve Elena Kilisesi, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş olan ve günümüze dek varlığını korumayı başaran bir yapı. İsmini I. Konstantin’den ve annesi Helena’dan alan bu görkemli ibadethane, 1869 yılında inşa edilmiş. İnşa sürecinin yedi aydan biraz daha kısa sürdüğü biliniyor. Buna rağmen ortaya, Doğu Ortodoks kilise mimarisinin son derece etkileyici ve klasik örneklerinden biri çıkmış. Edirne’nin Kirişhane olarak adlandırılan semtinde bulunan Konstantin ve Elena Kilisesi, uzun yıllar boyunca aktif olarak kullanılmış. Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında cemaatini kaybetmesi sebebiyle atıl halde kalmış ve zaman içinde kaderine terk edilmiş.
Uzun yıllar boyunca bakımsız halde kalan Konstantin ve Elena Kilisesi, haliyle zaman içinde yıpranmaya ve hasar görmeye başlamış. Bunun üzerine, 2008 yılında Bulgaristan hükümetinin de desteğiyle kilisenin aslına uygun şekilde restore edilmesine karar verilmiş. Yaklaşık 500 bin Euro’ya mal edilen restorasyon sürecinin sonuna gelindiğinde, kilise dönemin Bulgar Başbakanı Sergey Stanişev ile dönemin Türk Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da katıldığı bir törenle yeniden ziyarete açılmış. Barış mesajlarının verildiği bu törenden bu yana, kilise hâlen ziyarete açık. Mimari açıdan son derece etkileyici bir tasarıma sahip olan yapı, oldukça başarılı bir şekilde restore edilmiş durumda. Restorasyon öncesinde yalnızca ana yapının dört duvarının ayakta olduğu düşünülürse, aslına uygun şekilde restore edilmiş olması büyük önem taşıyor. Kilise, günümüzde Edirne’nin inanç turizminde önemli bir rol oynuyor.