Karadeniz Bölgesi’nin coğrafyasında, belki de dünyanın başka hiçbir yerinde rastlanmayacak kadar özgün ve etkileyici bir doğa saklı. Özellikle Rize sınırları içinde bulunan yaylalar, şelaleler, vadiler, ormanlar ve milli parklar her yıl onları ziyaret eden yerli ve yabancı turistleri büyülemeyi başarıyor. Yeşilin binbir farklı tonunu bir arada görebileceğiniz bu doğal ortamda, önemli tarihi eserler ve yapılar da gizlenmiş durumda.
Rize’nin her ilçesinde birbirinden etkileyici doğal güzelliklere rastlamak mümkün ama bunların çeşitliliği bakımından Çamlıhemşin ilçesinin ilk sırada yer aldığını belirtmek gerek. Ayder ve Gito yaylalarından Gelintülü Şelalesi’ne, Fırtına Deresi’nden Galer Düzü’ne kadar; bu ilçede doğa tutkunlarını kendine ilk bakışta hayran bırakabilecek çok fazla keşif durağı var. Fırtına Vadisi de gerek çevresindeki yemyeşil atmosfer gerekse müthiş bir debiyle akan sularıyla son derece ünlü. Çamlıhemşin’in ev sahipliği yaptığı en önemli tarihi yapılardan biri olan Şenyuva Köprüsü de bu ünlü derenin üzerine inşa edilmiş.
1696 yılında inşa edilmiş olan Şenyuva Köprüsü, Lazca ismiyle Çinçiva Köprüsü, tek gözlü ve kemerli bir tasarıma sahip. Kâgir köprünün inşasında hem kesme hem de moloz taş kullanılmış. Uzunluğu 54 metreye, genişliği de 2 metreye ulaşıyor. Kemerleri kesme taştan, diğer bölümleri de moloz taştan oluşuyor. Şenyuva Köprüsü’nün en önemli özelliği, içinde bulunduğu bölgenin en eski köprüsü olması. Kitabesi ne yazık ki yıllar önce yaşanan bir selde kaybolmuş olan yapı, doğu ve batı doğrultularında uzanıyor.
Şenyuva Köprüsü üç asırı aşkın süredir aynı noktada tüm görkemiyle durduğu için, bu bölgenin manzarasına da harika bir dokunuş katıyor. Tüm ihtişamıyla uzanan Fırtına Deresi’nin üzerinde çok etkileyici bir görünüm oluşturan yapı, yaya trafiğine de hâlen açık.