İstanbul’un Üsküdar ilçesi sınırlarındaki Beylerbeyi semtinde, Kuzguncuk ile Çengelköy’ün arasında konumlanan Beylerbeyi Sarayı; Üsküdar’ın rıhtımına da yaklaşık üç buçuk kilometre mesafede. Beylerbeyi’nin bir yerleşim yeri olarak kullanılmasının tarihçesi Bizans dönemine kadar uzanıyor. Bu bölgeye farklı dönemlerde birçok yapı inşa edilmiş. II. Mahmut’un döneminde yaptırılan ahşap saray yangına kurban gidince, Sultan Abdülaziz’in emriyle 1863-1865 yılları arasında Beylerbeyi Sarayı ve ek yapıları inşa edilmiş. Beylerbeyi Sarayı’nın ana binası Mâbeyn ve Harem bölümlerinden oluşuyor. Günümüzde söz konusu iki bölüm de ziyarete açık. Sarayın ek binaları arasında ise deniz köşkleri, Sarı Köşk, Mermer Köşk ve Ahır Köşk var. Söz konusu yapılar ziyaret edilemiyor.
Yazlık bir saray olan Beylerbeyi Sarayı, özellikle yabancı ülkelerden gelen seçkin misafirlerin ağırlanması için kullanılmış. Ayrıca, II. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra hayatının son yıllarını bu sarayda geçirmiş ve 1918 yılında yaşama yine burada gözlerini yummuş. Bodrum da dahil olmak üzere üç katlı bir yapı olan Beylerbeyi Sarayı, toplamda 24 odaya ve 6 salona ev sahipliği yapıyor. Odaların dekorasyonunda Türk-Hereke halıları, porselen vazolar, kristal avizeler ve farklı tersanelerde yapılmış saatler göze çarpıyor. Sarayın ana binasının üç farklı kapısı var. Üsküdar tarafına bakan kapı Selamlık bölümüne, Beykoz’a bakan ise Harem’e ait. Beylerbeyi Sarayı haftanın pazartesi haricindeki tüm günlerinde ziyarete açık. Misafirler 09:00 ile 18:00 saatleri arasında sarayı ziyaret edebiliyor.