Hazreti Süleyman Camii (ya da diğer isimleriyle Nâsıriyye Camii, Murteza Paşa Camii, Meşhed Camii veya Kale Camii) Diyarbakır’ın Sur ilçesi sınırları içinde yer alır. Diyarbakır Arkeoloji Müzesi ile aynı avlu içinde bulunması dolayısıyla müzeyi ziyaret edenlerin buraya da kesinlikle uğramasını öneririm.
Hazreti Süleyman Camii, İnaloğulları veziri Nisanoğlu Ebu’l Kasım Ali tarafından yaptırılmıştır ve inşası 1155 yılında başlayıp 1160 yılında tamamlanmıştır. Bununla birlikte 1631 – 1633 senelerinde Osmanlı Devleti’nde Diyarbakır valisi görevinde bulunan Silahtar Murtaza Paşa camiyi onartmıştır ve bu onarımda sağlam değişiklikler yapıldığından camiinin orijinal hali bizlere ulaşmamıştır. Ayrıca 1875’te de yine Diyarbakır valisi Ahmet Vefik Paşa caminin dekorasyonunda değişiklikler yaptırmış ve türbeyi yeniletmiştir.
Bu camiyle ilgili en mühim detay, Hazreti Ömer zamanında gerçekleşen Diyarbakır fethinin burada başlamış olmasıdır. Bu sebepten, İyaz bin Ganem komutasındaki ordudan şehit düşen 27 sahabenin türbesi de burada bulunmaktadır. Buranın “şehitlerin gömüldüğü yer” anlamına gelen Meşhed Camii olarak anılması da bu yüzdendir. Bizans İmparatorluğu’nun önemli sınır karakollarından olan Diyarbakır’ın fethi, İstanbul’un fethinin öncülü kabul edilmesi dolayısıyla ayrıca bir öneme sahiptir.
Eğimli arazide dikdörtgen bir alan üzerine kurulu Hazreti Süleyman Camii’nde iki giriş vardır. Minare, Diyarbakır’da diğer camilerde de karşılaştığımız kare formundadır. Taştan yapılmış olan caminin tavanında sade kalem işi süslemeler bulunurken, türbede ise hâlâ sağlam durumda olan Osmanlı çinileri dikkati çekmektedir.
Hazreti Süleyman Camii, aynı zamanda 27 sahabenin türbesini de barındırması dolayısıyla Diyarbakır’da hem yerli halk hem de yabancı turistler tarafından sıklıkla ziyaret edilen noktalardan biridir.