İzmir’in Çeşme ilçesinin yaklaşık 20 kilometre doğusunda bulunan Ildır; sessiz ve sakin atmosferi, birbirinden güzel plajları ve tertemiz deniziyle ilçenin en gözde tatil merkezlerinden biri haline gelmiş durumda. Ildır’ının antik dönemdeki ismi de Erythrai. Yunancada kırmızı anlamına gelen Erythros kelimesinden türediği tahmin edilen Erythrai sözcüğünün, antik dönemde buraya “Kızıl Kent” deme amacıyla seçildiği düşünülüyor. Başka bir rivayete göre ise bu ad, şehrin ilk kurucusu olan Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythro’dan geliyor.
Erythrai Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmaları, bize bu bölgede ilk yerleşimin tarihçesinin ilk tunç çağına kadar uzandığını gösteriyor. İkinci Kolonileşme sürecinde Atina Kralı Kadros’un soyundan olan Knopos tarafından yönetilen kent, ilerleyen süreçte Lidya, daha sonra da Pers hakimiyetine girmiş. M.Ö. 334 yılında da ayaklanarak İskender sayesinde bağımsızlığını elde etmiş. İskender’in ölümünün ardından defalarca el değiştirmiş, nihayetinde de Bergama Krallığı’nın topraklarına katılmış. M.Ö. 133’te Roma İmparatorluğu’na dahil olmasıyla da bağımsız bir kent statüsüne kavuşmuş.
Bizans döneminde eski önemini kaybeden Erythrai, 1366’dan itibaren Türk egemenliğine girmiş. İsmi 16. yüzyıldan sonra önce İlderen, sonra da Ildırı ve Ildır olarak anılmaya başlanmış. Erythrai Antik Kenti’nde 1963-1966 yılları arasında yapılan kazı çalışmalarında Akropol’ün kuzeyindeki antik tiyatro gün yüzüne çıkarılmış. Ayrıca, bu esnada Athena tapınağının kalıntıları da ele geçirilmiş. Yıllardan beri antik kentte sürdürülen kazı çalışmalarını, 2007 yılından bu yana Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Ayşe Gül Akalın yönetiyor.