1442 yılında Gökdere üzerine inşa edilmesi sonucunda bugün Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini birbirlerine bağlayan Irgandı Köprüsü, Bursa’nın en köklü tarihi tanıklarından biridir. Yüzyıllar boyunca yaşanan birçok doğal afete, yıkıma ve savaşa direnerek varlığını korumayı başarmış, günümüzde de turistik açıdan son derece popüler ve ilgi çekici bir durak haline gelmiştir. Köprünün Sultan II. Murad döneminde, Irgandı Ali oğlu tüccar Hoca Muslihuddin tarafından inşa ettirildiği düşünülmektedir. Hoca Muslihuddin Irgandı’dan geldiği için, köprünün ismi Irgandı Köprüsü olarak kalmıştır. Yine kesin olmamakla birlikte, köprünün Abdullah oğlu Timurtaş tarafından yapıldığına inanılır.
Evliya Çelebi’nin 1640 yılında Bursa’yı ziyaret ettikten sonra Seyahatname’sinde de yer verdiği Irgandı Köprüsü, dünyanın en köklü çarşılı köprüsü olma özelliğini taşır. Köprü günümüzde Bursa’nın sedefkarlık ve çinicilik gibi el işçiliği alanlarıyla uğraşan zanaatkâr esnafının dükkanlarına ev sahipliği yapar. Dünyada çarşılı köprü olma özelliğini taşıyan yalnızca dört yapı mevcuttur. Diğer örnekler Floransa, Venedik ve Lofça kentlerinde yer alır. Irgandı Köprüsü’nün üzerinde karşılıklı sıra dükkanlar, altında ise depo ve ahır olarak kullanılan kapalı alanlar bulunur. Hem tasarımı, hem konumu hem de kagir duvarları açısından oldukça özgün bir yapıdır.
Irgandı Köprüsü geçmişte defalarca kez zarar görmüştür. 18. yüzyılda yaşanan selde kısmen yıkılmış, 1855 yılındaki depremde büyük hasar görmüş, Kurtuluş Savaşı esnasında işgal kuvvetleri tarafından döşenen dinamitin patlatılması sonucunda da neredeyse tamamen yerle bir olmuştur. Ancak 1988 ve 2004 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde yeniden ayağa kaldırılmış ve tarihi mirasımıza kazandırılmıştır. Restorasyon çalışmaları sonucunda günümüzde ulaşım işlevini de kazanmış olup, dükkanların yanı sıra sanat atölyelerine de ev sahipliği yapmaktadır.