İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Fransız Konsolosluğu’nun ardında yer alan Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi, kentin en büyük ve en görkemli Ermeni Katolik mabetlerinden biri. Kentin en turistik duraklarından birini oluşturan Taksim’de yer alması sayesinde, her gün binlerce kişi kilisenin önünden geçiyor. 1837 yılında inşa edilmiş olan tarihi ibadethane, Katolik Ermeni cemaatinin ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla yapılmış. Asırlardır, mimari açıdan da önemli ve ustalıklı bir eser olarak varlığını koruyor.
Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi’nin inşasında, Garabed ve Andon Tülbentçiyan kardeşler önemli roller oynamışlar. Bu kilise aslında ilk olarak ahşaptan inşa edilmiş ama zamanla ağır hasarlar görünce yapının yenilenmesi kararlaştırılmış. Bunun üzerine de Tülbentçiyan kardeşler devreye girmişler ve 1863 yılında kiliseyi bugünkü görünümüne kavuşturmuşlar. Neoklasik mimari üslubun etkilerini yansıtan tarihi yapı, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş. Kilisenin içine girdiğinizde geniş kemerler, komposit başlıklar ve sütunlar gözünüze çarpacak. Merkezi kubbeli yapı, dört büyük payenin üzerine oturtulmuş. Sekizgen kubbenin iç kısımları, göz alıcı tavan kasetleriyle bezenmiş. Yapının güneydoğu tarafında kalan çan kulesi de ona yapıya ayrı bir ihtişam katıyor.
Ülkemizdeki Ermeni Katolik cemaati için önemli bir ibadet ve buluşma yeri olan Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi, 1979 yılında Papa II. Jean Paul tarafından ziyaret edilmiş. Bu sayede uluslararası alanda tanınırlığı da katbekat artmış. Huzurlu ortamıyla ön plana çıkan küçük avlusu, ustalıklı mimarisi, mistik atmosferi ve asırlara meydan okuyan varlığı ile Surp Hovhan Vosgeperan Kilisesi; yalnızca dini bir mekan olmanın ötesinde, İstanbul’un çok kültürlü yapısını ve tarihi mirasını yansıtan önemli bir sembol. 19. yüzyıldan günümüze kadar ayakta kalmayı başaran bu kıymetli yapıyı siz de ziyaret edebilirsiniz.