İstanbul’un Tarihi Yarımada bölgesinde ve Fatih’e bağlı Haliç semtinde bulunan Sveti Stefan Kilisesi, dünyada tamamen demirden inşa edilmiş olan tek Ortodoks kilisesi olma özelliğine sahip. Bu sebeple halk arasında Demir Kilise olarak da adlandırılıyor. 2024 yılında 124. yaşına giren bu tarihi yapı, Bulgar Ekzarhlığı’nın bir parçası olarak 1898 yılında inşa edilmiş. İstanbul gibi farklı kültürlere, inançlara ve dillere ev sahipliği yapan bir metropolün tarihi bakımından çok önemli bir yere sahip. Elbette Bulgar Ortodoks cemaati açısından da özel bir anlam taşıyor.
Sveti Stefan Kilisesi 19. yüzyıl sonlarında Bulgarların Osmanlı İmparatorluğu’ndan bağımsız bir kilise inşa etme kararı neticesinde ortaya çıkmış. Mimari planları Hovsep Aznavur’un imzasını taşıyan yapının metal ve döküm aksamları aslında Viyana’da inşa edilmiş. Bu parçalar deniz yoluyla Balat’a getirildikten sonra Haliç’in kıyısında birleştirilmişler. Esasen bu işlem 1896 yılında tamamlanmış ama ikonostasis yeniden tasarlandığı için kilisenin ibadete açılması ancak iki yıl sonra gerçekleşebilmiş. Günümüzde de Bulgar Ekzarhlığı Ortodoks Kiliseleri Vakfı bünyesinde bulunan Sveti Stefan Kilisesi, bir asırı aşkın süredir tüm görkemiyle ayakta.
Ortalama 300 kişilik kapasitesi bulunan Sveti Stefan Kilisesi, kendi döneminin mimari harikalarından biri. Mimarisini incelediğimizde Neobarok ve Neogotik stillerin çok etkileyici bir sentezini görebiliyoruz. Kilisenin demirden inşa edilmiş olması bunca yıldır sapasağlam ayakta kalabilmesi açısından çok önemli bir rol oynuyor. Başta deprem ve yangın olmak üzere birçok olası felakete karşı dayanıklı olan kilise, incelikle işlenmiş ikonlarıyla ziyaretçilerini kendilerine hayran bırakmayı başarıyor.
2011-2018 yılları arasında Türkiye ve Bulgaristan iş birliğinde kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçirilen Sveti Stefan Kilisesi, günümüzde bir ibadethane olmanın yanı sıra, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti de ağırlıyor.