Hepimizin bildiği gibi, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıç tarihi, Atatürk ve silah arkadaşlarının Samsun’a ayak bastığı 19 Mayıs 1919 olarak kabul ediliyor. Bu tarihi ana ev sahipliği yapan Samsun’da da Milli Mücadele’nin izlerini sürmemize olanak tanıyan birçok önemli müze var. Bunlardan biri de Canik ilçesine bağlı Belediye Evleri Mahallesi’nin sınırları içinde ve Bandırma Plajı’nda yer alan Bandırma Gemi Müzesi. Samsun Otogarı’na yaklaşık 6 kilometre, havalimanına da 24 kilometre uzaklıkta olan müzeye toplu taşımayla ulaşmak oldukça basit. İster şehir içinden kalkan minibüslere binebiliyor, isterseniz de faytona binerek sahil yolundan ulaşım sağlayabiliyorsunuz.
Bandırma Gemi Müzesi, Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını Samsun’a taşıyan Bandırma Gemisi’ne, diğer ismiyle Bandırma Vapuru’na ev sahipliği yapıyor. 1878 yılında Glasgow’da inşa edilen ve bu dönemde Trocadero olarak adlandırılan bu gemi, zaman içinde Kymi ismini alarak yıllar boyunca yük taşımacılığı için kullanılmış. 1891 yılında batınca kapsamlı bir onarım çalışmasından geçirilmiş ve 1894 yılında da Osmanlı Devleti’nin deniz yolları işletmesine (İdare-i Mahsusa) devredilmiş. Bu tarihten sonra Panderma ismini alarak hem yük hem de yolcu taşımaya başlamış. 28 Ekim 1910’da İdare-i Mahsusa’nın adı Osmanlı Seyrüsefain İdaresi olarak değiştirilmiş. Bu vesileyle gemi de Bandırma ismini almış ve posta vapuru olarak kullanılmaya başlanmış.
19 Mayıs 1919’da Atatürk ile silah arkadaşlarını Samsun’a ulaştırdıktan sonra 1924 yılına kadar posta hizmetleri için kullanılmaya devam edilen Bandırma Gemisi, bir sene sonra İlhami Söke tarafından satın alınmış. Kendisinin şahsi kararıyla Haliç’te sökülmüş ve orijinaline sadık kalınarak yeniden yapılmış. 2005 yılında da kullanım hakları Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş ve müzeye dönüştürülerek 2006 yılında ziyarete açılmış.
Bandırma Gemi Müzesi Atatürk ile dört silah arkadaşının balmumu heykellerine, 1878 yılından günümüze ulaşan çeşitli objelere, Çanakkale Savaşı’na ait seramik rölyeflere ve Kurtuluş Savaşı’nda kaybettiğimiz 1200 şehidimizin isimlerini taşıyan bir yazıta ev sahipliği yapıyor. Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan çeşitli savaş malzemelerini de içinde barındıran müze, haftanın her günü ziyarete açık. Giriş ücretleri de oldukça cüzi.