Diyarbakır’ın simgesi haline gelmiş ve bulunduğu ilçeye adını vermiş olan Diyarbakır Surları, toplam 5 kilometre uzunluğa sahiptir. Sur ilçesi içinde yer alan surlar, uzunluk açısından dünyada Çin Seddi ve İstanbul Surlarından sonra gelir. Surların yüksekliği ise 10 – 12 metre olmakla birlikte bazı kısımlarda bölge sakinlerinin müdahalesi dolayısıyla daha kısa kalabilmektedir.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan bu tarihi yapıda iç kale ve dış kale olmak üzere iki ayrı kısım bulunur. Dış kalede Urfa Kapı (Rum ya da Halep Kapısı), Mardin Kapı (Tel Kapısı), Dağ Kapı (Harput Kapısı) ve Yeni Kapı (Dicle ya da Su Kapısı) olarak adlandırılan dört kapı ve 82 burç vardır. İç kalenin kapıları Fetih Kapısı, Küpeli Kapısı, Saray Kapısı ve Oğrun Kapısı (Gizli Kapı) olarak anılır ve bu kalenin etrafını çevreleyen surlarda ise 16 burç bulunur.
Surların bir bölümü Hurriler tarafından inşa edilmiştir. Daha sonra 346 yılında Bizans İmparatoru II. Constantinus zamanında ise surlar günümüzdeki şeklini almıştır.
Sur ve burçlar üzerindeki kabartmalar ve kitabeler, bu yapıyı bu topraklardan geçmiş medeniyetleri bizlere hatırlatan bir açık hava müzesi haline getirir. Burada çift başlı kartal, güneş ve yıldız sembolleri, silah, boğa ve kaplan gibi kabartmalar görülür. Farklı dönemlerde bu bölgede hâkim olmuş uygarlıklar, surlara kendilerinden katkılar yapmıştır. Bu uygarlıklar arasında Romalılar, Abbasiler, Selçuklular, Akkoyunlular, Artukoğulları, Eyyübiler ve Osmanlılar sayılabilir.
Dünyadaki en eski ve sağlam surlardan olan Diyarbakır Surları, kalkan balığı görünümündedir. Surların inşasında bu bölgenin yapılarında sıklıkla karşılaşılan bazalt taşı kullanılmıştır.