Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinin ev sahipliği yaptığı zengin mirasın önemli eserlerinden biri olan Eski Bayezid Camii, günümüzde kentin turistik açıdan en çok ilgi çeken durakları arasında. Osmanlı mimarisinin sade ve etkileyici örneklerinden biri olarak görülüyor. Doğubayazıt Kalesi’nin hemen yanında yer alan tarihi ibadethane, 1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı sonrasında, Yavuz Sultan Selim’in Doğubayazıt’ı Osmanlı topraklarına katmasının ardından inşa edilmiş. Kesme taş işçiliğinin bir örneğini oluşturan yapı, kare planlı ve merkezi kubbeli tasarımıyla dikkat çekiyor. Tek minaresi ve sadeliğiyle bölgedeki diğer mimari eserlerden daha farklı bir yerde duruyor.
Eski Bayezid Camii’nin bulunduğu alan, inşa çalışmaları esnasında düzleştirilmiş. Böylelikle sağlam bir teras oluşturulmuş ve cami de bu temelin üzerinde yükselmiş. Yaklaşık 15-20 metre boyutlarında bir alanı kaplayan yapı, Osmanlı’nın erken dönem mimarisine özgü, yalın bir estetik anlayışının ürünü. Caminin giriş kapısı, mihrabı, duvar payeleri ve kubbeye geçiş elemanları son derece sade bir şekilde tasarlanmış. Nitekim bu tercih de Osmanlı dönemindeki işlevsel ve estetik dengeyi yansıtan bir örnek olarak nitelendirilebilir.
Eski Bayezid Camii’nin inşasında kahverengi, kırmızı ve beyaz taşlar kullanılmış. Bölgenin jeolojik yapısını yansıtan bu renkler, camiye doğal bir estetik ve zarafet kazandırıyor. Ancak yıllar içinde meydana gelen doğal afetler ve insan kaynaklı tahribatlar neticesinde, 2024 yılında cami ziyarete ve ibadete kapalı durumda. Özellikle kubbesinin çökme tehlikesi söz konusu olduğu için, ancak kapsamlı bir restorasyondan geçirildikten sonra yeniden turizme kazandırılabileceği belirtiliyor. Fakat bize sorarsanız, Eski Bayezid Camii’yi yalnızca uzaktan incelemek bile özel bir deneyim. Bu bölgeyi keşfederken İshak Paşa Sarayı’nı, Doğubayazıt Kalesi’ni ve Ahmed-i Hani Türbesi’ni bir arada görebilirsiniz.