İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Ayvansaray mahallesinde yer alan Ferruh Kethüda Camii, yolu Balat, Fener ve Cibali taraflarına düşenlerin hemen dikkatini çekebilecek bir tarihi yapı. Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan eser, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Semiz Ali Paşa’nın kethüdası olan Ferruh Ağa tarafından 1562-1563 yıllarında inşa ettirilmiş. Osmanlı döneminde Halvetiyye tarikatının Sünbüliye koluna ait bir tekke olarak da kullanıldığı için, ismi bazı kaynaklarda ”Balat Tekkesi" olarak da geçiyor. Tekkeye ait diğer yapılar zaman içinde yıkılmış ama cami ve çeşmesi hâlen ayakta.
Dikdörtgen planlı ve kesme taştan inşa edilen Ferruh Kethüda Camii’nin mihrabı, 18. yüzyılda Tekfur Sarayı’nda üretilen değerli çinilerle bezeli. Aslında, caminin duvarları da çinilerle süslüymüş ama ne yazık ki 1940’lı yıllarda hepsi çalınmış. Caminin yalın bir görünüme sahip olan dış cephesi ve kiremit çatısı, 1986’da yapılan kapsamlı onarım çalışması neticesinde bugünkü görünümüne kavuşmuş. Caminin avlusunda Ferruh Ağa’nın mezarı, kıble duvarında da günümüzde nadir rastlanan bir güneş saati bulunuyor. Mimar Sinan’ın erken dönem Osmanlı mimarisinin klasik örneklerinden birine imza attığı yapı, ters T planına sahip.
Osmanlı döneminde bir süre mahkeme binası olarak kullanıldığını da bildiğimiz Ferruh Kethüda Camii, bu dönemde Balat Şeriye Mahkemesi adını taşıyormuş. Mahkemeler caminin avlusunda yapılıyormuş. 1925 yılında tekkeler kapatılınca atıl halde kalan yapı, 1950’li yıllarda semt halkının girişimleriyle onarılmaya başlanmış. 1960 yılında da Vakıflar İdaresi’nin desteğiyle ibadete açılmış. Caminin bulunduğu bölge, Balat ve Ayvansaray’ın tarihi dokusunun önemli bir parçasını oluşturuyor. Tarihi boyunca birçok yangın ve yıkıma rağmen ayakta kalmayı başaran bu yapı, tarihe tanıklık etmeyi sürdürerek ziyaretçilerini bekliyor.