Düzce’nin Akçakoca ilçesi sınırları içinde ve ilçe merkezinden yaklaşık 2,5 kilometre uzaklıkta bulunan Ceneviz Kalesi, iki koyun arasında yer alan bir falezin üzerine inşa edilmiş. İnşa tarihi tam olarak netleştirilmemiş olsa da 13. yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edildiği; hem Helenistik Dönem’den hem de Roma ve Bizans dönemlerinden günümüze kadar ulaştığı biliniyor. Yerleşim tarihi çok eskilere dayanan tarihi yapının surlarının ortasında yüksek bir kule de mevcut. İç avlusunda da bir su sarnıcı yer alıyor. Cenevizliler tarafından inşa edilmiş olan kalelerin birçoğunda tuğla ve harç kullanımı tercihleri açısından benzerlikler var. Ceneviz Kalesi de bu benzerlikleri taşıyan bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Ceneviz Kalesi’nin bulunduğu alan, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından arkeolojik ve doğal sit alanı ilan edilmiş. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne de alınan alan, denize sıfır ayrıcalıklı konumu ve tarihi atmosferiyle ziyaretçilerine dört dörtlük bir keşif deneyimi sunuyor. Burada en az Ceneviz Kalesi kadar ilgi gören bir keşif durağı daha var: Kalenin hem doğu hem de batı tarafına doğru uzanan iki ayrı plaj… Her ikisi de mavi bayrak sahibi olan bu plajlar Ceneviz Kalesi Plajı ya da Yalıyarlar olarak adlandırılıyor.
Sözünü ettiğimiz plajlardan biri, kıyı boyunca mağaralara ev sahipliği yapıyor. Bu oluşumlar da fok kayalıkları olarak adlandırılmış. Tertemiz plaj, hem yeşilin hem de mavinin binbir tonuyla iç içe. Büyüleyici bir doğanın içinde yer alan plajlarda yüzmek ve güneşlenmek hakikaten çok keyifli. Kaleden plaja merdivenler aracılığıyla rahatlıkla inebiliyor, buradaki müthiş atmosferin tadını çıkarabiliyorsunuz. Plajın bulunduğu alanda piknik yapabileceğiniz ya da dinlenebileceğiniz birçok uygun nokta da mevcut. Kısacası, hem tarihle hem de doğayla iç içe vakit geçirmek için, Ceneviz Kalesi ve Plajı çok cazip bir adres seçeneği oluşturuyor.