Muğla’nın Datça ilçesinde, Ege ve Akdeniz’i buluşturan Tekir Burnu’nda yer alan Knidos Antik Kenti, anakara ve ada olmak üzere iki farklı bölüme ayrılıyor. Batı Anadolu’nun en köklü ve önemli kıyı kentlerinden biri olan Knidos’ta, biri askeri diğeri ticari amaçla kullanılmış iki farklı liman bulunuyor. Kent, M.Ö. 4. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen görkemli sur duvarlarıyla çevrelenmiş durumda. Surların dışına ve doğusuna doğru da yaklaşık yedi kilometrekarelik bir alana yayılmış olan nekrapol, yani mezarlık yer alıyor.
İçinde barındırdığı tarihi kalıntılarla devasa bir açık hava müzesini andıran Knidos Antik Kenti’nin tarihçesi M.Ö. 13. yüzyıla dek uzanıyor. Bu kentte sayısız önemli bilim ve sanat insanı yetişmiş. İskenderiye Feneri’ni inşa eden Sostratos’un, tıp alanındaki çalışmalarıyla tanınan Euryphon’un ve hem astronomi hem de matematik alanlarında uzman Eudoksus’un Knidos’ta yetiştiği düşünülüyor. Bu sayede Knidos sanat, mimarlık ve bilim alanlarında oldukça gelişmiş. Kent esasen bir adaymış, ancak denizin doldurulması sonucunda inşa edilen iki suni liman kentin bulunduğu toprakları yarımadaya dönüştürmüş. Hem konumu hem de korunaklı limanları, Knidos’un tarih boyunca önemli bir liman kenti olmasını sağlamış. Bu sayede alanda yapılan arkeolojik araştırmalarda, bize farklı uygarlıklara ilişkin ipuçları veren birbirinden değerli kalıntılar bulunuyor.
Knidos Antik Kenti haftanın her günü ziyarete açık. Kente hem Müzekart’la hem de ücret karşılığı bilet satın alınarak giriş yapılabiliyor. Hatta Knidos’u yaz aylarında ziyaret ederseniz buradan denize de girebilirsiniz. Kentin tarih kokan atmosferi ve doğal güzellikleri eşliğinde denizin tadını çıkarabilirsiniz.