Artvin hem doğal güzellikleri hem de tarihi mirası bakımından adeta bir keşif cenneti. Birçoğumuzun aklına Artvin dendiğinde ilk olarak yemyeşil vadiler, uçsuz bucaksız yaylalar ve görkemli şelaleler gelse de aslında kentin özellikle Yusufeli ilçesinde birbirinden etkileyici tarihi yapılarla karşılaşmak da mümkün. Bunlardan biri de ilçenin Altıparmak Köyü’nün sınırları içinde yer alan Barhal Kilisesi. 9. yüzyılda Kral David Magistros’un emriyle ve Vaftizci Yahya’ya ithaf edilerek inşa edilen bu kilise, 1677 yılında Hacı Şerif Efendi’nin yaptırdığı onarım çalışması neticesinde camiye dönüştürülmüş. Yusufeli’nde 15. ve 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin bölgeye egemen olması sonucunda camiye dönüştürülmüş olan birçok farklı kilise bulunuyor. İşhan Kilisesi ve Barhal Kilisesi de bunlar içinde turistik açıdan en çok ilgi gören örnekleri oluşturuyor.
Yontma taş ve kesme taş kullanılarak inşa edilen Barhal Kilisesi, harçsız bir zemine dayanmadan yaptırılmış. Lambalı olarak adlandırılan plana sahip olan yapı, üç nefli bir bazilika örneği oluşturuyor. Kilisenin cepheleri gri tonda düzgün kesme taşlarla örtülmüş. Yan cephelerinde ortadan yana açılan köre kemerleri görebiliyoruz. Barhal Kilisesi’nin hem ana yapısı hem de süslemeleri, inşasının üzerinden asırlar geçmesine rağmen iyi durumda. Örneğin, pencerelerin üzerinde alçak kabartma tekniğiyle çizilmiş bitki süslemeleri bugün dahi fark edilebiliyor.
Yusufeli ilçe merkezinden yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Barhal Kilisesi, bazı kaynaklarda Parhali Manastırı ismiyle de anılıyor. Gürcü Ortodoks manastırı olarak hizmet vermiş olan yapı, Gürcü edebiyatının en eski romanı olarak bilinen Şuşanik Şehadeti’nin en eski elyazmasının kaleme alınmasına da tanıklık etmiş. Yine benzer dönemlerde Gabriel isimli bir kişinin burada İncil’i birkaç kopya halinde yeniden yazdığı da biliniyor. Giorgi Kazbegi’nin 1874 tarihli eserinde belirtildiği üzere, Barhal Kilisesi Türkiye’de bulunan diğer Gürcü Ortodoks kiliselerinden daha farklı bir tekniğe ve görünüme sahip.