Ankara’nın Altındağ ilçesinin Hacettepe Mahallesi’ndeki Mehmet Akif Ersoy Sokak üzerinde konumlanan Karacabey Cami, aslında bir türbesi, çeşmesi ve hamamı da bulunan bir külliye olma özelliğini taşıyor. 1428 yılında inşa ettirildiği tahmin edilen bu görkemli ibadethane, Anadolu Beylerbeyi Celaleddin Karacabey Bin Abdullah’ın türbesine de ev sahipliği yapıyor. Karacabey Cami’den İmaret Cami ismiyle bahsedildiğine de rastlamanız mümkün. Bunun sebebi, külliyenin içinde bir imaretin de yer alması. Külliyenin bir parçası olan ve Hamamönü semtine de ismini veren Karacabey Hamamı’nın her iki yanında medrese bulunuyor. Hacettepe’ye kadar uzanan ambarlara da sahip olan külliye, oldukça geniş bir alana yayılıyor.
Ankara’nın en önemli ve değerli dini yapılarından biri olarak görülen Karacabey Cami, tuğla ve taş karışımı kullanılarak inşa edilmiş. Yapının üstü kiremit çatıyla kapatılmış. Beş kubbeyle örtülü olan caminin, kaidesi yarıya kadar tuğla, bir kısmında da kesme taş kullanılarak inşa edilen minaresi çokgen gövdeli bir tasarıma sahip. Şerefe kısmı yenileme çalışmasından geçirilmiş. Minareyi süsleyen çini işçiliği günümüzde de görenleri kendine hayran bırakmayı başarıyor.
Günümüzde Hacettepe Üniversitesi’nin yerleşkesi sınırlarında bulunan Karacabey Cami, tarih boyunca birçok zorlu dönemden geçmiş. Yıllar boyu gelir sağlanamadığı için bakımsız halde kalan yapı, 1892 yılında gerçekleşen depremde büyük hasarlar almış ve kubbesi çökmüş. Ancak 1894 yılında kapsamlı bir onarım çalışmasından geçirilmiş ve Cumhuriyet’in kuruluşuna dek ayakta kalmayı başarmış. İlerleyen süreçte de 1938, 1947, 1965 ve 1989 yıllarında yeniden restore edilmiş. Osmanlı mimarisinin bilinen en eski zaviyeli yapılarından biri olan Karacabey Cami, yapılan onarım çalışmaları sayesinde hâlen varlığını koruyor.