Gaziantep’in Nizip ilçesinin sınırları içinde kalan Zeugma Antik Kenti, yedi tepe üzerine ve yaklaşık yirmi bir dekarlık bir alana inşa edilmiş görkemli bir şehir. M.Ö. 300’de Büyük İskender’in generali olan I. Selevkos Nikator, Fırat Nehri üzerinde Selevkeia Euphrates isimli bir şehir inşa etmiş. Bu şehrin karşısına da generalin eşinin adını taşıyan Apama kenti kurulmuş. Kısa süre sonra bu iki kent birbirine büyük bir köprüyle bağlanmış ve tek bir şehir haline gelmiş. M.Ö. 31’den sonra Roma’ya bağlanan bu kent, “köprü” anlamına gelen Zeugma adını almış.
Roma Dönemi boyunca kelimenin tam anlamıyla altın çağını yaşayan Zeugma, sanat alanında çağının çok ilerisinde bir şehirmiş. Hatta kentin görkemli evlerini süsleyen mozaiklerin, bugün hâlen dünyada eşi benzeri yok. Antik kentte yapılan kazılarda henüz bölgenin yalnızca bir kısmı toprak yüzüne çıkarılmış olsa da Zeugma’nın gerçek bir mozaik şehri olduğu kanısına şimdiden varılmış durumda. Hatta söz konusu kazılarda ortaya çıkarılan ve bulla olarak adlandırılan mühür baskılar, Gaziantep’e bir dünya rekorunu da getirdi.
Zeugma Antik Kenti, tarihi İpek Yolu’nun rotası üstünde konumlanmış. Bu sayede Roma dönemi boyunca ticari açıdan oldukça büyük bir öneme sahipmiş. Keza az önce sözünü ettiğimiz mühür baskılar da kentin ticaret ve haberleşme alanlarında önemli bir köprü görevi gördüğünü kanıtlıyor. 1987 yılından beri kazı çalışmalarına ev sahipliği yapan kentte, canlılığını ve formunu hâlen ilk günkü gibi koruyan mozaikler bulunuyor. Söz konusu mozaiklerden en ünlüsü olan Çingene Kızı mozaiği ve kazılarda bulunan diğer tarihi eserler Zeugma Müzesi’nde sergileniyor.