Ülkemizin başkenti Ankara’nın en simgesel ve ünlü yapılarından biri olan Ankara Palas, Altındağ ilçesinde ve tarihi Ulus semtinin civarlarında yer alıyor. 1927 yılında inşa edilen bu görkemli saray, uzun yıllar boyunca uluslararası toplantılara ve yabancı ülkelerin ileri gelen heyetlerine ev sahipliği yapmış. Günümüzde Cumhuriyet Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlayan ve geçmişte II. TBMM Binası olarak kullanılmış olan tarihi yapı da Ankara Palas’ın tam karşısında. Bir dönem meclisle karşı karşıya olması, bu sarayın politikanın merkezi haline gelmesini sağlamış. Mustafa Kemal Atatürk meclis konuşmalarını gerçekleştirdikten sonra Ankara Palas’a gelir ve toplantılarına burada devam edermiş. Hatta bu sarayı “Doğu’dan Batı’ya açılan bir pencere” olarak tanımlarmış. Atatürk’ün manevi evlatlarından olan Nebile Hanım’ın düğünü de burada gerçekleşmiş ve Atatürk en ünlü fotoğraflarından birine konu olan dansı da bu sarayda etmişler.
İlk tasarımı Mimar Vedat Tek’in imzasını taşıyan Ankara Palas, ilk etapta Mebusan Kulübü olarak kullanılması planlanan bir yapı. Ancak 1924 yılında Vedat Tek’in işi bırakması sonucunda görevi Mimar Kemalettin Bey devralmış ve yeni bir tasarım üzerinden ilerlenmiş. 1927 yılında Vakıflar İdaresi’ne devredilerek otel olarak hizmet vermeye başlayan yapı, 1930’lu yıllarda hem sanatçıların ve gazetecilerin buluşma noktası olmuş hem de ileri gelen konukları ağırlama görevini üstlenmiş. 1975 yılına kadar otel işlevini koruyan Ankara Palas, 1976-1982 yılları arasında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın ofis ve sergi alanı şeklinde kullanılmış. 1982’de Dışişleri Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği kapsamlı restorasyonun ardından Devlet Konukevi olarak yeniden kapılarını açmış. 2018’de Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar İdaresi’ne devredilen bu görkemli ve tarihi yapı, bu tarihten beri hâlen restorasyonda. Restorasyon bittiğinde Cumhurbaşkanlığı Müzesi olarak hizmet vereceği biliniyor.