Urla-Çeşme yarımadasının kuzey kıyısında konumlanan Klazomenai Örenyeri, 12 İon kentinden biri. İzmir Körfezi’nin orta kısmına denk gelen bu büyük arazinin doğuda Smyrna’nın yakınına kadar devam ettiği düşünülüyor. Hatta İzmir’in Balçova ilçesine yakın bir konumda olan Apollon Tapınağı’nın da bu arazi içinde olduğu konusunda fikir birliğine varılmış. Kentin Batı sınırını İçmeler Mahallesi’nin, hatta doğrudan Gülbahçe Köyü’nün çizdiği düşünülüyor. Güneyde ise sınırın Sığack Körfezi’nde sonlandığı anlaşılıyor.
Klazomenai Örenyeri’nde gerçekleştirilen ilk bilimsel kazılar, 1921-1922 yılları arasında Yunan arkeolog G. P. Oikonomos’un önderliğinde yapılmış. 1979-1980 yıllarında da Kültür Bakanlığı kazı çalışmalarına başlamış. Arından, 1981’de bu çalışmaları Güven Bakır’ın başkanı olduğu bir ekip devralmış. Bakır’ın emekliliğe ayrılmasıyla, yani 2007 yılından itibaren de çalışmaları Prof. Dr. Yaşar E. Ersoy yürütüyor.
Demir Çağı’nda kurulduğu anlaşılan Klazomenai Antik Kenti, M.Ö. 4000’li yıllardan beri iskan görmüş. M.Ö. 950-650 yılları arasında bu kentte yaşayan halk, şehri M.Ö. 7. yüzyılda bir surla çevreleyerek daha korunaklı hale getirmeye karar vermiş. Buradaki arkaik yerleşme M.Ö. 546’da Perslerin işgali nedeniyle kesintiye uğrasa da M.Ö. 525 yılında yeniden eski yerleşime dönülmüş. Kentin refah düzeyi ise ilk olarak M.Ö. 6. yüzyılın sonlarında zeytinyağı üretiminin yaygınlaşması sonucunda gerçekleşmiş. Karantina Adası’ndaki bir kent olan Klazomenai, ilerleyen yıllarda fikir ayrılıkları nedeniyle ikili iskan sistemine geçmiş. M.Ö. 4. yüzyılda burada Kyhton isimli yeni bir kent kurulmuş. Ancak bu yerleşim de M.Ö. 350 yılı civarında terk edilmiş. Bu dönemden itibaren anakara yalnızca tarım amacıyla kullanılmış ve yerleşim tümüyle Karantina Adası’na geçmiş.