Giresun’un Merkez ve Dereli ilçelerinde doğal güzellikler daha çok ön plana çıkarken, Şebinkarahisar ilçesinde de tarihi yapıların turistik açıdan yoğun ilgi gördüğünü gözlemleyebiliyoruz. Şebinkarahisar’ın ev sahipliği yaptığı en önemli tarihi yapıların başında da Meryem Ana Manastırı geliyor. Bu manastırın en dikkat çekici özelliklerinden biri Sarıyer Köyü’ndeki sarp bir kayalığın tam ortasına denk gelen büyük bir oyuğun içine inşa edilmiş olması. Hem oyma hem de doğal manastırlar kategorisinde, ülkemizdeki en büyük ve görkemli yapı, Trabzon’daki Sümela Manastırı. Bu kategoride ikinci en büyük manastır da Şebinkarahisar Meryem Ana Manastırı. Keza mimari özellikleri incelendiğinde Sümela Manastırı’ndan ilham aldığı da açıkça görülebiliyor.
İlçe merkezinin 11 kilometre doğusunda bulunan Şebinkarahisar Meryem Ana Manastırı Bizans Dönemi’nde inşa edilmiş bir yapı. Ancak hem M.S. 2. yüzyıldan beri kullanıldığına hem de 481-490 yılları arasında kurulduğuna dair bilgiler paylaşan farklı kaynaklar mevcut. Yaygın düşünceye göre manastırın faaliyetleri Roma Dönemi esnasında yaklaşık iki asır boyunca yasaklanmış. Bu süreçte de Hristiyan din adamları tıpkı buradaki gibi gizli ve kuytu alanları ibadethaneye dönüştürerek faaliyetlerini sürdürmeye çalışmışlar. Meryem Ana Manastırı’nın Osmanlı Dönemi’nde çok parlak günler geçirdiğini kesin olarak biliyoruz. Keza bugün içinde bulunan kalıntıların birçoğu da bu dönemden günümüze kadar ulaşmış.
26 basamaklı bir merdivenle yuvarlak kemerli girişine ulaşılan Şebinkarahisar Meryem Ana Manastırı’nın toplamda dört katı mevcut ve en üst kat kilise olarak kullanılmış. İçinde öğrenci odaları, çeşme, su sarnıcı, dershane ve yatakhane gibi birçok yapı yer alıyor. Giresun Valiliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı 2013 ve 2014 yılları arasında manastırı kapsamlı bir restorasyon çalışmasından geçirilmiş. Bu tarihten beri ziyarete açık ve birinci derece arkeolojik ve doğal sit alanı statüsüyle koruma altında.