Tokat’ın, kent merkezine yaklaşık 62 kilometre uzaklıktaki ilçesi Zile, turistik açıdan yoğun ilgi gören bir yerleşim yeri. Bunun en önemli sebeplerinden biri de Roma İmparatoru Jül Sezar’ın meşhur “Veni, vidi, vici” sözünü bu ilçede söylemiş olması. Zile Kalesi’nde gerçekleşmiş olan bu olay, Zile’yi de hem yerli hem de yabancı turistler için daha da ilgi çekici bir yer haline getiriyor. Sezar’ın meşhur sözü, Türkçede “Geldim, gördüm, yendim” anlamına geliyor. İlk kez M.Ö. 47 yılında Anadolu’yu ziyaret eden ve Zile’ye ayak basan Sezar, bölgeyi hakimiyeti altına almak için Basforos Kralı II. Pharneke ile Zela Savaşı’nda karşı karşıya gelmiş. Kolay bir galibiyet alması üzerine de halkına zaferini ve sevincini bu ünlü sözle ilan etmiş. Zile Belediyesi 2012 yılında Türk Patent Enstitüsü’nden bu sözün marka tescil belgesini de aldı.
Gelelim, mevzubahis olayın yaşandığı Zile Kalesi’nden söz etmeye. Anadolu’nun günümüze ulaşan tek dolma kalesi olan Zile Kalesi, yaklaşık dört bin yıl önce inşa edilmiş. Ancak kesin inşa tarihi hâlen bilinmiyor. Asur hükümdarı’nın eşi Semarus’un talimatıyla inşa edilen yapı, kente hakim bir tepenin üzerine kurulu. Haliyle buradan harika manzaralara tanıklık etmek mümkün.
Zile Ovası’nın her noktasını görebileceğiniz bir höyükte bulunan Zile Kalesi, Roma ve Bizans dönemlerinden günümüze ulaşan bazı mimari parçalara ve kitabelere ev sahipliği yapıyor. Aslında söz konusu buluntulardan, kalenin M.S. 1. yüzyılda inşa edildiği sonucuna ulaşıyoruz. Ancak geçmişte burada farklı yapıların da bulunduğu, hatta Seleukoslu Mithriadates’in bu noktaya bir şato inşa ettirdiği de yazılı kaynaklarda belirtiliyor. Kaledeki bir kitabeden de 1336 yılında Ertena Beyi Alaaddin Bey’in kalenin onarılmasını emrettiğini, yine bu dönemde buraya bir zaviye yaptırdığını da anlayabiliyoruz.