Amasya’nın Merkez ilçesine bağlı Ziyaret beldesinde bulunan Aynalı Mağara’nın tarihçesi, M.Ö. 2. yüzyıla, Helenistik Çağ’a dek uzanıyor. Merkeze yaklaşık 3.3 kilometre uzaklıkta konumlanan bu mağara, oldukça başarılı bir şekilde işlenmiş ve tamamlanmış bir forma sahip. Mağarada, Helenistik Çağ’da ömrünü Amasya’da geçirmiş Mitra Rahibi TES’in anıtsal mezarı yer alıyor. Yerden dört basamak yüksekte bulunan mezar, kayanın oyulması sonucunda inşa edilmiş. 13 metre yüksekliğe sahip mezarın genişliği neredeyse 10 metreye kadar uzanıyor. Aynalı Mağara’nın dış cephesini bugün bile incelediğinizde, ne kadar ustalıklı bir taş işçiliğinin eseri olduğunu açıkça görebiliyorsunuz. Dış cephe yüzeyi parlatıldığı için güneşli günlerde bu yüzey de ışıldıyor. Zaten buraya, bu sebeple Aynalı Mağara deniyor.
Aynalı Mağara’nın içindeki mezarın Mitra Rahibi TES’e ait olduğu kanısına, mağaranın alınlık bölümünde kazılı “Büyük Rahip TES” yazısı nedeniyle varılmış. Dikdörtgen formundaki mezar odasının giriş kısmının hemen sağ tarafında, mezar teknesi ve nişi yer alıyor. Odanın duvarlarındaki resimlerden, buranın 11. yüzyılda Bizans imparatorluğunun hakimiyeti esnasında keşişhane olarak kullanıldığı anlaşılıyor. Ayrıca, tonoz bölümünde on iki havarinin tasvirleri de bulunuyor.
Aynalı Mağara’nın bir de yıllar boyu kulaktan kulağa aktarılan bir efsanesi var: Rivayete göre, kralın kızı olan Güzelce Kız öyle güzelmiş ki, onun yüzünü gören herkes düşer bayılırmış. Bu nedenle Güzelce Kız hep yüzünü peçeyle örterek gezmek zorunda kalırmış. Bir gün kral kızını evlendirmeye karar verdiğinde, yedi düvele haber salmış. Kızını, onun peçesini kaldırıp muhteşem güzelliğini gören ve düşüp bayılmamayı başaran bir yiğite verecekmiş. Bu haberin ardından nice zenginler, paşalar, şehzadeler ve bilginler talip olmuş Güzelce Kız’a ama hiçbiri kralın şartını yerine getirememiş. Günlerden bir gün, fakir ama hem cesur hem de çok yakışıklı bir yiğit şansını denemek istediğini söylemiş. Güzelce Kız’ın peçesini kaldırdığında öyle bir aydınlanma yaşanmış ki, çevreyi saran alevler yüzünden herkes yere kapaklanmış. Başlarını yerden kaldırdıklarında ise iki gencin alevlerden kömüre dönüştüklerini ve yerde cansız yattıklarını görmüşler. Bunun üzerine ikisi de bu kaya mezarının içine defnedilmiş. Güzelce Kız’ın güzelliği, mezarın dışını da güneş gibi aydınlatmaya başlamış ve mağaranın adı Aynalı Mağara olarak kalmış.